Mektubunda burada bir ev var demiştin. Sen buna ev mi diyorsun? | Open Subtitles | قلتِ في رسالتك إنه يوجد هنا منزل، أتسمي هذا منزل؟ |
Sadece onları affetmek için daha fazla neden var. | Open Subtitles | إلا إنه يوجد العديد من الأسباب للصفح عنهم |
Nişanlımın burada bir dükkânı var. | Open Subtitles | وكيف أنّها كانت تظهر وتختفيّ ؟ وقال ليّ أيضاً إنه يوجد هنا الكثير من الألعاب النارية أجل ، أنها جميلةٌ جداً |
Ya sana bütün bunları aşabilecek bir yol olduğunu söylersem... | Open Subtitles | فسرعان ما سنخسرها أيضًا وإن قلت لك إنه يوجد حلّ؟ |
Uyanıp doktoru çağırın ve birinin çırpınmakta olduğunu söyleyin. | Open Subtitles | انهض، واستدعي الطبيب وقل له إنه يوجد شخص حي هنا |
Bu düşünceyi desteklemek için pek çok kanıt olduğunu benim kadar iyi bilir. | Open Subtitles | إنه يعرف مثلى إنه يوجد دليل دامغ لتدعيم ذلك |
Bence burada çok fazla beyzbol sopası var. | Open Subtitles | أعتقد إنه يوجد الكثير من مضارب كرة المضرب ملقاة حول هذا المكان. |
Sanırım sana inanmaları için yüzünde yeterli kanıt var. | Open Subtitles | أعتقد إنه يوجد أدله كافيه على وجهك تشير إلى عكس ذلك |
"Dünya'nın her köşesinde öteden beri var olan bir şeydi." | Open Subtitles | إنه يوجد دائما في سائر أنحاء العالم |
Sence bir değeri var mı? | Open Subtitles | ولكن هل تعتقد إنه يوجد أي قيمة فيه؟ |
Sanırım bende bir sorun var. | Open Subtitles | أعتقد إنه يوجد شيئاً ما خطأ بي. |
Ama ilgilendiysen eğer, bu işi sana ayarlamanın bir yolu var sanırım. | Open Subtitles | "ولكن إذا كنتُ مهتماً،" "أعتقد إنه يوجد طريقاً يمكننا أن نجعل الأشياء تنجح." |
Endişelenecek çok şey var. | Open Subtitles | حسناً . إنه يوجد الكثير لأقلق بشأنه |
"Burada panter var" dememiş miydin sen? | Open Subtitles | أعتقد أنك قلت إنه يوجد فهود هنا |
Ayrıca bu bölgede genişletilmiş mağara sistemi var. | Open Subtitles | كما إنه يوجد كهوف في هذه المنطقة |
İnsan vücudunda 207 kemiğin olduğunu biliyor musun? | Open Subtitles | أتعلم إنه يوجد 207 عظمة فى جسم الإنسان ؟ |
İnsan vücudunda 207 kemiğin olduğunu biliyor musun? | Open Subtitles | أتعلم إنه يوجد 207 عظمة فى جسم الإنسان ؟ |
Longido civarında bolca olduğunu söylediler. | Open Subtitles | يقولون إنه يوجد الكثير منه في لونغيدو. |
Endişelenecek bir durumu olduğunu sanmıyorum. | Open Subtitles | لا أعتقد إنه يوجد أي شيء للقلق بشأنه. |
Ama bebek, çikolatalı puding olduğunu söylemişti! | Open Subtitles | لكن قالت الطفلة إنه يوجد بودنغ الشوكولا! |