"إنّه يوم" - Traduction Arabe en Turc

• bir gün
• bir gündü
• günündesin
• bir gündeyiz

Malum, yoğun bir gün olacak, gitmem gereken çok ev var.
إنّه يوم ٌ حافلٌ بالنسبة لي و هناك المزيد من الزيارات عليّ أن أقوم بها

İçeride tıkılıp kalınmayacak kadar güzel bir gün.
حسنا، إنّه يوم جميل لأن تكون عالقا في الداخل.

Öyle güzel bir gün ki küçük dostumu yürüyüşe çıkarmaya karar verdim.
إنّه يوم جميل لذلك فكرّت أن آخذ صديقي الصغير هذا للتنزّة

Evet, baylar, bankacılık için kötü bir gündü. Sokakta yürüyen beş adam birden banka soymaya karar veriyor.
أيّها السادة، إنّه يوم سيء للبنوك حينيخرج5رجالبهدوءبعدسرقة...

Bak, şanslı günündesin dostum. Tesisatçının parasını ben ödeyeceğim.
انظر، إنّه يوم حظّكَ يا صديقي سأدفع اجرة السباك

"Yeni bir gündeyiz Warren." mı?
"إنّه يوم جديد يا (وارن)"؟

Şu zımbırtıyı bulalım ve ormana dönelim. Ölmek için güzel bir gün, beyler.
لنجد ذلك الشيء ونعد للمخبأ، إنّه يوم موتنا الموعود أيُّها السادة.

Güzel bir gün
إنّه يوم جميل للقيادة ظننتُ بأنّكِ سترافقيني

Yapma, güzel bir gün ve balayımdayım. Sevdiğim kadınla birlikteyim. Elimde soğuk bir bira var.
بربّكِ، إنّه يوم جميل، أنا في شهر عسلي مع المرأة التي أحبّ.

Evet, çok güzel bir gün ve çocuklarımın kontrolsüz ve özgür oluşunu izlemeye bayılıyorum.
أجل، إنّه يوم جميل جدّاً وأحب مشاهدة تلاميذي غير مقيّدين وأحراراً.

- Kutlamak için harika bir gün. Herkesin çok iyi yaptığı bir iş.
إنّه يوم رائع للإحتفال، عمل ممتاز من الجميع.

Güzel bir gün geçiriyor gibi görünüyorsun. Harika bir gün.
يبدو أنّك تمضين يوماً جيّداً - إنّه يوم مثاليّ -

Böyle bir gün, hayatta olduğun için mutlu olmanı sağlar.
إنّه يوم يجعلكَ مسروراً لأنّكَ حيّ

Parka gitmek için güzel bir gün.
إنّه يوم رائع لنكون في الحديقة.

Yeni bir gün, yeni bir dolar.
إنّه يوم عمل إعتياديّ، لجنيّ المال.

Kızıl Midilli'de ve devam eden suarede harika bir gün.
إنّه يوم جميل في حانة "ريد بوني" والأمسيةٌ مستمرة

Güzel bir gün şerif.
إنّه يوم بشير يا حضرة المأمورة.

Verandada kalın. Bugün güzel bir gün.
ابقين في الرواق، إنّه يوم حسن.

O zaman niye "Yeni bir gün Warren." lafını açıklamıyorsun?
إذاً لمَ لا تشرح لي "إنّه يوم جديد يا (وارن)"؟

Hatırla, bu senin için çok duygusal bir gündü. Sen kayb... Sen...
تذكري، إنّه يوم جدّ عاطفي بالنسبة لكِ، لقد فقدتِ...

- Charlie, oturma odası sende. John-oğlan, sen şanslı günündesin. Zaten buradasın.
و(جوني)، إنّه يوم سعدك، أنت هنا بالفعل، المطبخ.