Bu yüzden kendimi seninle kıyaslamam haksızlıktı. | Open Subtitles | لذا حقَّاً إنَّها ما كَانَ عادلَ منّي لمُقَارَنَة نفسي إليك |
Böyle dediğim için kusura bakma ama Bu durumda Bu sana bağlı değil. | Open Subtitles | أَعْرفُ، وأَعْفو عنّي لقول هذا، لكن لَرُبَّمَا في هذه الحالةِ حقَّاً إنَّها لَيسَ راجع لك. |
Ayrıca babanın bırakıldığı, ...yere Bu kadar aşina olman da pek iyi görünmüyor. | Open Subtitles | ويَبْدو في حالة سيّئة حقَّاً إنَّها بأنّك كُنْتَ مألوف جداً بالشريطِ حيث أَبّكَ تُخلّصَ منه. |
O malesef kör. Teteeni körlüğünün hayatına mani olmasına izin vermemekte kararlıydı fakat su taşımak gibi basit işler, artık daha uzun zaman alıyor ve onun için tehlikeli olabiliyor. | Open Subtitles | إنَّها عمياء ، قرَّرت تيتيني أن لا تدع العمى يتعارض مع حياتها |
O mesajları öylesine gönderdiğini sanmıyorum ve artık bunu devam ettiremeyeceğimizi düşünüyorum. | Open Subtitles | أنا لا أَعْرفُ، حقَّاً إنَّها فقط نَقرَ في لي، وأنا فقط، أنا لا أعتقد بأنّنا يَجِبُ أَنْ نَعمَلُ هذا أكثر. |
Arada bir Eddie'yi dışarı çıkarmasının ne zararı var? | Open Subtitles | الذي يَآْذي حقَّاً إنَّها إذا يُطلقُ عنان إدي نادراً جداً؟ |
Bedene bir özgürlük hissi veriyor, öyle değil mi tatlım? | Open Subtitles | يَعطي الجسمُ حقَّاً إنَّها a إحساس الحريةِ , huh، عسل؟ |
Ren geyikleri vahşi hayvanlar ve boynuzları bıçak gibi keskin. | Open Subtitles | إنَّها حيوانات برية وقرونها حادة كــالسكاكين. |
Bu arada kullanıyorum Gerçekten harika bir şey | Open Subtitles | الذي بالمناسبة أنا أَستعملُ. حقَّاً إنَّها رائعُ. |
Bu gerçekten dil sürçmesine çok açık bir kelime öyle değil mi. | Open Subtitles | حقَّاً إنَّها كلمة مدهشه يُمْكِن أَستخدمهـا في عديد مِنْ الطرقِ المختلفةِ. |
Profesyonel olmak istiyordu ama ola ola ayakçı olunca, Bu epey koymaya başlamıştı. | Open Subtitles | أرادَ لِكي يَكُونَ محترفاً، لَكنَّه إنتهى أنْ يَكُونَ ولدَ الحذاءَ، وبَدأَ حقَّاً إنَّها وُصُول إليه. |
Bu benim sorumluluğum. Ben hallederim. Tamam mı? | Open Subtitles | إنَّها مسؤوليتي الآن و سوف أتكفَّل بالأمر |
Bu benim sorumluluğum. Ben hallederim. Tamam mı? | Open Subtitles | إنَّها مسؤوليتي الآن و سوف أتكفَّل بالأمر |
Bu saçma sapan bir şey. Bunu herkes yapabilir. | Open Subtitles | إنَّها لوحة تافهة يمكن لأي شخص رسم مثلها |
O ne bilir! Biz mükemmel bir hızla gidiyoruz. | Open Subtitles | إنَّها لا تعلم, بأنَنا نخطوا بالإفضل ونحو الأفضل |
O isyancılar tarafından kontrol edilen bir alana giriyor. | Open Subtitles | إنَّها متجهةٌ لمنطقة, تُحكم بواسطة المتمردون |
O vefat ettiğinde Bethany taşındım. | Open Subtitles | إنَّها ممرضتهُ الخاصة والشخصُ الذي يعتني به |
O bir hiç. Bunu ona çok yakında ispatlayacaksın. | Open Subtitles | إنَّها نكره, وسترينها ذلكَ في الوقت المناسب |
En azından bir şarkı fazladan söylemezsek ayıp olur. | Open Subtitles | إنَّها هنا مع والدها. سيكون من الوقاحة ألّا نعزف أغنية أخرى على الأقل. |
(yani biri ölürse,Bu,film icabı olmayacak) herşeyi olduğu gibi çekmek zorundaydım, | Open Subtitles | إنَّها ليست دراما وليست هناك لقطة أخرى. كانعليَّفِعلاًأن أصور الحدثكمايحدث، |