Şu yemek kuponu satan kadını görürsen söyle bana. | Open Subtitles | إن رأيتِ تلك المرأة تبيع قسائم الشراء، أعلميني بذلك |
Ne olursa olsun, eğer kapıyı görürsen, kaç. | Open Subtitles | أياً ما كان سيحدث، إن رأيتِ ضوء النهار، فلتهربي |
Bizim adamı görürsen, tip tip bakma, fotoğrafını çekme, hiçbir şey yapma. | Open Subtitles | و إن رأيتِ صاحبنا فلا تحدقي به و لا تلتقطي صورة و لا تفعلي شئ |
Minibüslerden gözünü ayırma ve bir şey görürsen hemen beni ara. | Open Subtitles | راقبي هذه الشاحنات، واتصلي بي إن رأيتِ شيئاً |
Anne, Honey'i görürsen şekerler hoşuna gitmiş mi sor bir. | Open Subtitles | يا أمي، إن رأيتِ هوني أخبريها كيفَ كانت هدية الـ سكيتلز؟ |
- Emin değilim. - Şahane fikirmiş. - Eğer görürsen bana bir tane al. | Open Subtitles | تلك فكرة رائعة إن رأيتِ أيهم، فآتيني بواحدة |
Benim görmediğim birşey görürsen haberim olsun. | Open Subtitles | وبلّغيني إن رأيتِ شيئاً لم أره, اتفقنا؟ |
Garsonu görürsen, bir stoli martini daha istiyorum. | Open Subtitles | إن رأيتِ النادل، أود إحتشاء شراب "ستولي مارتيني". ـ ماذا سوف تدرسين؟ |
Sadece bana bir söz ver garip ya da tuhaf bir şey görürsen... | Open Subtitles | ...فلتعديني فحسب إن رأيتِ شيئاً غريباً أو ...غير طبيعي |
Karev'i görürsen, 18'lik bir iğne al... | Open Subtitles | إن رأيتِ (كاريف) فأحضري إبرةً من عيار "ثمانية عشر" واغرزيها في حنجرته |
Damon'ı kameralı telefonuyla görürsen haber ver. | Open Subtitles | أخبريني إن رأيتِ (دايمن) يحمل هاتفه ذو الكاميرا. |
Bir şey görürsen haber ver. | Open Subtitles | اتصلي بي إن رأيتِ شيئاً |
Bufalo falan görürsen bana haber ver. | Open Subtitles | أعلميني إن رأيتِ جاموسة. |
Norman'ı görürsen onu aradığımı söylersin. | Open Subtitles | حسناً، إن رأيتِ (نورمان) أخبريه أنني أبحث عنه |
Claire'i görürsen eve gittiğimi söylersin. | Open Subtitles | حسنًا، إن رأيتِ (كلير) فأخبريها أني عدت لمنزلي |
Ben gidip Dana'yla konuşacağım ve sen de beni bu telefonla arayacaksın - al şunu - eğer Tonya'nın geldiğini görürsen. | Open Subtitles | سوف أذهب لأتحدث لـ(دينا) وأنت سوف تتصلين بي على هذا الهاتف... خذي هذا... إن رأيتِ (تونيا) قادمة. |