"إن سمحت لي" - Traduction Arabe en Turc

    • izin verirseniz
        
    • izninizle
        
    • İzin verirsen
        
    • müsaade edersen
        
    • Biraz daha açmam
        
    • Eğer izin verirsen
        
    • izin versen
        
    İzin verirseniz eğer... Ben de sizi özleyeceğim, Binbaşım. Bir asker olarak. Open Subtitles إن سمحت لي بالقول، فإني أنا أيضاً سأفتقدك يا سيدي
    Şansölye, izin verirseniz. Durumun bu kadar... Open Subtitles حضرة المستشار إن سمحت لي بالتعليق ، لا أظن
    İzin verirseniz, bunlar bölgedeki insanlardan gelen mektuplar. Open Subtitles .. إن سمحت لي هذه رسائل من أشخاص في منطقتِه
    İzninizle Sir'in durumunun iyi olmadığını söyleyeyim. Open Subtitles حسنًا يا سيدي ؛ إن سمحت لي فَرَديّ عليك بأنها متمسكة به بشكلاً سيء
    Neler yaşadığını biliyorum ve Eğer izin verirsen sana yardım edebilirim. Open Subtitles أعرف ما الذي تمر به وبإمكاني مساعدتك إن سمحت لي بذلك
    Şimdi, müsaade edersen burada oturup huzur içinde karamelli pudingimi yiyeceğim. Open Subtitles الآن، إن سمحت لي. أريد أن أجلس هنا وأنهي تحليتي في سلام.
    Biraz daha açmam gerekirse... Open Subtitles إن سمحت لي .... لأوضح موقفي
    Onunla şahsen görüşmeme izin versen daha iyi olurdu. Open Subtitles لذا الأمر سيكون أكثر سهولة إن سمحت لي بالتعامل مع هذا الأمر شخصياً
    İzin verirseniz, efendim, size bu yola nasıl girdiğinizi sormam gerekiyor. Open Subtitles أريد أن أسألك يا سيدي إن سمحت لي كيف أتيت لهذا الطريق؟
    Eğer izin verirseniz size bir şey sormalıyım efendim. Open Subtitles أريد أن أسألك يا سيدي إن سمحت لي كيف أتيت لهذا الطريق؟
    Belki kaza yerine gitmeme izin verirseniz. Open Subtitles ربما، إن سمحت لي بالدخول إلى منطقة الإصطدام
    Şimdi, izin verirseniz, yapmam gereken işler var. Open Subtitles والان ، إن سمحت لي فلدي عمل علي القيام به
    Oraya götüreceğim, ancak benim yolumla yapmama izin verirseniz. Open Subtitles سأنقله إلى هناك. إن سمحت لي بفعل هذا على طريقتي
    Yalnızca şerefli bir şekilde iş yapmak için geldim, eğer izin verirseniz. Open Subtitles فقط أريد القدوم وأداء عملي كما يجب، إن سمحت لي.
    İzninizle. Onu ilk gördüğümde bir şeyler gizlediğini anlamıştım. Open Subtitles إن سمحت لي يا سيدي عندما غفوت عيناي عن تلك الفتاة الشابة ضننتها في غرفتها
    Ama izninizle söyleyeyim, bu akşam uzun yoldan gelmiş gibi bir hâliniz var. Open Subtitles لكن إن سمحت لي مظهرك كشخص سافر هذا المساء لمسافة بعيدة
    Ama seni ırkçı saçmalılarla aşağılamama izin verirsen... bu seni ne yapar? Open Subtitles ولكن إن سمحت لي بإهانتك بتعابير عنصريه فماذا ستكون عندها ؟
    Bunu açıklamak zor, fakat eğer bana izin verirsen, seni gittiğin yıllara geri götürebilirim. Open Subtitles أنه يصعب شرحه لكن إن سمحت لي أستطيع أخذك للوراء عندما لم تكن هنا
    müsaade edersen, delikanlı, şurada bir sırtımı kaşıyacağım. Open Subtitles إن سمحت لي أيها الشاب فقط أود حك ظهري.
    Şimdi... müsaade edersen şu şeyi buradan alması için Victor'u aramalıyım. Open Subtitles ،الآن .. إن سمحت لي ،(عليّ أن أُحادث (فيكتور لأخذ هذا الشيء ..
    Biraz daha açmam gerekirse... Open Subtitles إن سمحت لي .... لأوضح موقفي
    Eğer izin verirsen yardım edebilirim. Open Subtitles يمكنني المساعدة إن سمحت لي
    Eğer izin verirsen biraz hastayım da. Open Subtitles إن سمحت لي -إني متوعك قليلاً
    İnternet'e girmeme izin versen iyi olur. Open Subtitles سيكون مفيداً إن سمحت لي باستخدام الإنترنت.

    Les mots et expressions les plus fréquents

    Arabe-Turc: 10k, 20k, plus | Turc-Arabe: 10k, 20k, plus