Acaba arkadaşınla çıkabilir miyim diye soracaktım. | Open Subtitles | كنتُ أتسائل إن كان بوسعي سؤال صديقتك الخروج معي |
On iki yaşındayken, anneme yemeğe okuldan bir arkadaşımı getirebilir miyim diye sordum. | Open Subtitles | عندما كنت في الـ12، سألت أمي إن كان بوسعي إحضار شخص من المدرسة ليأكل معنا |
Tamam, bir şey yapabilir miyim diye bir bakayım. Bu arada, muhtemelen canın çok yanacak! | Open Subtitles | حسناً ، دعني أرى إن كان بوسعي الإمساك به |
Başkana gidebilir miyim diye sormuştum, o da evet demişti, ama sanırım unuttu. | Open Subtitles | سألت الرئيس إن كان بوسعي الذهاب، ووافق، لكن لا بدَّ أنه نسي. |
Onu tercih edersen, buna katlanabilir miyim bilmiyorum. | Open Subtitles | إن اخترتَها، لا أدري إن كان بوسعي تحمّل ذلك |
Daha fazla tutabilir miyim bilmiyorum. Gidin buradan. | Open Subtitles | لا أعلم إن كان بوسعي تأجيل التحوّل، اذهبوا من هنا. |
Sen de buraya sizin için test yapabilir miyim diye sormaya geldin. | Open Subtitles | لو كانت لدينا الأجهزة لنجريها وأنتِ هنا لتعرفي إن كان بوسعي تصميم جهاز لكِ للإختبارات ؟ |
Gerek yok. Kendim halledebilecek miyim diye bir bakacağım. | Open Subtitles | كلا، سأرى إن كان بوسعي .التعامل مع هذا لوحدي |
Kül lekesi bulabilecek miyim diye bakmak istiyorum da. | Open Subtitles | -نعم أريد مطالعتَها لأرى إن كان بوسعي إيجاد أي من لطخات الرماد |
Sonra ona kızınla evlenebilir miyim diye sorduğumda uzun bir sessizlik olmuştu. "Evlenmemeni tercih ederim" der gibiydi. | Open Subtitles | ثم بعد أن سألته إن كان بوسعي زواج ابنته توقف عن الحديث لفترة طويلة ثم قال "أفضل ألا تفعل" |
Konuk defterini bakmak için alabilir miyim diye merak ettim de. | Open Subtitles | إن كان بوسعي أن ألقي نظرة على سجل ضيوفك |
Ormanda, nehrin kıyısına yapmıştın. Ben de ziyaret edebilir miyim diye sordum. | Open Subtitles | "هناك في الغابة على ضفّة النهر، لذا سألتك ما إن كان بوسعي زيارتها" |
Yatak ayarlayabilir miyim diye bakacağım. | Open Subtitles | وسأرى إن كان بوسعي الحصول على سرير لك |
Üyelik alabilir miyim diye soracaktım. | Open Subtitles | أردت سؤالك إن كان بوسعي الاشتراك |
Bir tür alet bulabilecek miyim diye bir bakayım. Sorun değil. | Open Subtitles | سأرى إن كان بوسعي إيجاد أدوات - أو شيئا من هذا القبيل. |
Biraz zamanınızı alabilir miyim diye merak ediyordum? | Open Subtitles | أتساءل إن كان بوسعي أخذ دقيقة من وقتك؟ |
Yardımcı olabilir miyim diye bir bakayım dedim. | Open Subtitles | -أردتُ أن أرى إن كان بوسعي المساعدة |
Steph'e evlenme teklif edebilir miyim diye sormak için karların içinde Bridgeport'a kadar gidişimi hatırlıyor musun? | Open Subtitles | أتذكر كيف أنني قدت تلك المسافة إلى (بريدغبورت) في الثلج لأطلب منه إن كان بوسعي زواج (ستيف)؟ |
Gelebilir miyim bilmiyorum. Tanrım, anlıyorum. | Open Subtitles | ـ لا أعلم إن كان بوسعي الإنضمام معكم ـ سُحقاً، لقد فهمت |
Kokmayan bir havaya güvenebilir miyim bilmiyorum. | Open Subtitles | لا أعلم إن كان بوسعي الثقة بهواء لا رائحة له |