Ders almak isteseydim, babamı arayabilirdim. | Open Subtitles | إن كنت أريد محاظرة ، استطيع الاتصال بـ أبي |
Şayet işini isteseydim geride dururdum, bir şey söylemez,senin kovulmanı seyrederdim. | Open Subtitles | إن كنت أريد وظيفتك لجلست في الخلف ولا أتفوّه بشيء وأشاهدك تُطرد |
"Eğer fazladan bir kuvvet daha tanımlamak istiyorsam, belki fazladan bir boyuta daha ihtiyacım vardır." | TED | حيث قال: إن كنت أريد شرح قوة إضافية أخرى، ربما أحتاج لبعد إضافي آخر. |
Ben isteyene kadar ne? | Open Subtitles | إلا إن كنت أريد ماذا؟ |
Ben bütün bunları yaşarken yanımda birinin olmasını istediğimden emin değilim. | Open Subtitles | لا أعرف إن كنت أريد أن أمرّ بذلك بينما يراقبني أحدهم |
Eğer istersem gidebilmekte özgür olduğumu söyledi. | Open Subtitles | لقد قال أنني حرة لأذهب, إن كنت أريد هذا. |
Ama bilmek istemiyorum. -Ve bilmek istesem dahi...? | Open Subtitles | لكني لا أريد أن أعلم ياإلهي لا أدري إن كنت أريد أن أعلم |
Bazen insanlar Internet'imi güncellemek ister miyim diye arıyorlar, mail atıyorlar hatta eve geliyorlar. | Open Subtitles | أتلقى بريداً، مكالمات هاتفية ويدق أشخاص بابي طوال الوقت ليروا إن كنت أريد تطوير اتصالي بالإنترنت |
Yürütebilir, sadece yürümesini istiyor muyum bunu bilmiyorum. | Open Subtitles | يمكن أن ينجح الأمر لا أدري فقط إن كنت أريد هذا أن ينجح |
Sürekli pizza yemek veya çay içmek için buluşalım mı diye sorman. | Open Subtitles | . تسأليني إن كنت أريد تناول البيتزا، أو الشايّ |
Aslında kahve isteyip istemediğimi sorduğunuzda bana kahve getireceğinizi sanmıştım Doktor Crane. | Open Subtitles | هل تعلم دكتور كرين لكي أكون صادقا معك عندما سألتني إن كنت أريد قهوه ظننى أنك ستحضر لي واحده أثناء العمل |
Ayrılmak isteyip istemediğimden bile emin değildim. | Open Subtitles | لم اكن أعرف إن كنت أريد الرحيل هل أردت أن تعرف إن كنت ستجد البديل |
Vurmak isteseydim yapardım zaten. | Open Subtitles | إن كنت أريد إطلاق النار عليك لأطلقت النار عليك |
Bunu yapabilirdim, eğer isteseydim. | Open Subtitles | كان بإمكاني أن أفعل ذلك إن كنت أريد |
Sizi öldürmek isteseydim Senatör, çoktan ölmüştünüz. Oturun! | Open Subtitles | إن كنت أريد قتلك، أيها "السيناتور" لكنت ميتاً بالفعل، لذا اجلس الاَن! |
Eğer ben onun için en iyi olanı istiyorsam ve o benim için en iyi olanı istiyorsa, nasıl ayrı yollarda yürüyebiliriz? | Open Subtitles | إن كنت أريد الأفضل لي فكيف سنعترض طريق بعضنا |
Haftaya Titanlarla oynamak için hazır olmak istiyorsam, olmaz | Open Subtitles | ليس إن كنت أريد أن أجهز فريقي ليلعب مع الحديديون في الأسبوع القادم |
- Ben isteyene kadar ne? | Open Subtitles | -إلا إن كنت أريد ماذا؟ |
Babasız çocuk büyütmek istediğimden emin değilim. | Open Subtitles | انا لست متأكدة إن كنت أريد إنجاب طفلاً إلى عائلة متفككة |
Saadece bunun bir parçası olmak istediğimden emin değilim. | Open Subtitles | لست واثقاً إن كنت أريد أن أكون جزءاً منه |
Eğer istersem, Bay Plornish bunu ilk siz öğrenirsiniz! | Open Subtitles | إن كنت أريد ذلك ، سيد "بلورنيش" ستكون أول من يعلم بذلك! |
Eğer istersem. | Open Subtitles | إن كنت أريد. |
İstesem de istemesem de hep işlerime burnunu sokar ve şimdi buna da burnunu sokuyor. | Open Subtitles | وهو يدس أنفه في شئوني بغض النظر إن كنت أريد ذلك أم لا والآن يدس أنفه في هذا |
Balon hayvanlardan ister miyim diye sordu. | Open Subtitles | عندما أتى مهرج مع الفجر، وسألني إن كنت أريد بالونًا على شكل حيوان. |
Tekrar bu pozisyonda çalışmayı istiyor muyum emin değilim. | Open Subtitles | لا أعلم أبدًا إن كنت أريد أن أكون في هذا الموقف مجددًا |
Sürekli pizza yemek veya çay içmek için buluşalım mı diye sorman. | Open Subtitles | . تسأليني إن كنت أريد تناول البيتزا، أو الشايّ |
Birkaç hafta önce, sıkıntılı olduğumu gördü konuşmak isteyip istemediğimi sordu. | Open Subtitles | منذ أسبوعين كنت أواجه وقتاً عصيباً سألتني إن كنت أريد أن أتكلم |
Ne zaman olacağından ya da bunu isteyip istemediğimden emin değilim. | Open Subtitles | "أنا لا أعلم حقيقةً متى أو إن كنت أريد لذلك أن يحدث. |