"إن كنت تؤمن" - Traduction Arabe en Turc

    • inanıyorsan
        
    • inanıyorsanız
        
    Yani eğer bir gerçekliğe inanıyorsan yazdığın şey bilgidir. TED لذا إن كنت تؤمن بالحقيقة، فإن ما تكتبه هو معلومات.
    Eğer Tanrı'ya inanıyorsan, Adem ve Havva idi ve eğer inanmıyorsan, maymunlar idi. Open Subtitles إن كنت تؤمن بالله فآدم و حواء همــا أول شيء و إن كنت لا تؤمن ، فالقرود هم الأول
    Şansa inanıyorsan şansını zorlayabilirsin ya da bana yeteri kadar para ödeyip ortadan kaybolursun ve ikimiz de kazanırız. Open Subtitles انا في الواجهة إن كنت تؤمن بالحظ يمكن ان تجرب حظك أو تدفع لي مال كافي للإختفاء
    İnsanların kendi türlerini geliştirebildiklerine inanıyorsanız bana söylenen şu ki kör bir inancınız var, sözde dindar modası geçmiş bir batıl inanç ve kaçınılmaz ilerlemeye doğru yürüyüş efsanesine dair sahte vaatler içindesiniz. TED إن كنت تؤمن أن البشرية يمكن أن تحسن مصيرها، هذا ما قيل لي فأنت واهم ومؤمن إيمانًا أعمى بالخرافات الدينية والخزعبلات التي عفا عليها الزمن وبالخرافة القديمة بالسير نحو الأمام التقدم الذي لا يرحم.
    "Tanrı'nın yarattığı mucizelere inanıyorsanız,..." "... Şeytan'ın da gizli planları olup olmadığını sorgulamalısınız." Open Subtitles "إن كنت تؤمن بأنّ الله يجترح المعجزات فعليك أن تتساءل إن كان الشيطان يخفي بعضها"
    Tüm bunlara inanıyorsan neden iltica ettin? Open Subtitles إن كنت تؤمن بكل ذلك, فلما إذاً تخليت عن ولائك؟
    Buna inanıyorsan o zaman çocuk da sen de kesin öleceksiniz. Open Subtitles إن كنت تؤمن بذلك، فقطعًا ستنجو أنت أو الطفلة.
    - E çoklu evrene inanıyorsan şu anda kalbimi kırmadığın bir uzay-zaman balonu mevcut. Open Subtitles حسنا، إن كنت تؤمن بالأكوان المتعددة، يوجد حاليا فقاعة من الزمكان حيث لم تفعل.
    Bu orospu çocuklarının işini bitireceğine gerçekten inanıyorsan ben de inanmalıyım. Open Subtitles إن كنت تؤمن بأنه يمكنك حقاً الإطاحة بهؤلاء الأوغاد، إذن علي أن أؤمن بذلك أنا أيضاً.
    Cehennemin varlığına inanıyorsan bu şeylere inanıp inanmadığını bilmiyorum ama zaten gideceğimiz yer orası, haksız mıyım? Open Subtitles إن كنت تؤمن بوجود الجحيم... لا أدري إن كنت تؤمن بهذه الأمور، لكننا... حجزنا مقعدنا مسبقًا فيها، حسنًا؟
    - Buna inanıyorsan tabii. Open Subtitles إن كنت تؤمن بذلك
    Vin, eğer karmaya inanıyorsan neden insanlara kazık atarak yaşıyorsun? Open Subtitles (فين)، إن كنت تؤمن بالعاقبة، فلمَ عملك سرقة الناس؟
    Eğer buna inanıyorsan tabi. Open Subtitles إن كنت تؤمن بذلك
    Var olmanın beyin ölümünde sona erdiğine inanıyorsanız,... Open Subtitles إن كنت تؤمن بأن الكينونة تنتهي عند موت المخ...
    Ama eğer fikrin birinin gününü şenlendireceğine veya birinin bakış açısını daha iyiye götüreceğine veya birine bir şeyi farklı yapmak üzere ilham vereceğine inanıyorsanız, o zaman gerçekten harika bir konuşma için temel içeriğiniz var, ki bu hem onlara, hem bize bir armağan olabilir. TED لكن إن كنت تؤمن أن فكرتك قد تكون قادرة على أن تجعل من يوم شخص ما أفضل أو تغير نظرة شخص ما لتكون إيجابية أو أن تلهم أحدهم على القيام بأمر ما بطريقة مختلفة، فأنت تمتلك العنصر الأساسي لتقديم حديث مميز حديث يكون بمثابة الهدية للحضور ولنا جميعاً.
    Eğer buna inanıyorsanız, bırakmayın. Open Subtitles إن كنت تؤمن بها تمسك بها

    Les mots et expressions les plus fréquents

    Arabe-Turc: 10k, 20k, plus | Turc-Arabe: 10k, 20k, plus