Ama etrafınıza bakarsanız bir ulus olarak birlikte neler inşa ettiğimizi görebilirsiniz. | Open Subtitles | لكن إن نظرت من حولك, فيمكنك أن ترى ما بنينا سوياً, كأمة, |
Ancak, Afrika'ya bakarsanız, kıta dışında yakın akrabası olmayan genetik çeşitin bir elemanı var. | TED | ولكن إن نظرت الى الاختلافات الجينية الموجودة في افريقيا فانك لن تجد لها شبيها خارجها |
eğer kapağın altına bakarsanız, hız ve performans gibi birçok ölçü birimi anlamında, sürecin durma noktasına kadar yavaşladığını görürsünüz. | TED | إن نظرت تحت الأغطية، طبقاً للعديد من المقاييس مثل السرعة والأداء، فالتطور قد تباطأ إلى نقطة التوقف بالفعل.. |
O an geldiği zaman eğer ona bakarsan ona gerçekten bakarsan kim olduğunu kesinlikle görürsün. | Open Subtitles | تأتي اللحظة الحاسمة التي إن نظرت فيها إن نظرت جيداً |
Ne aradığını bilmiyorum, Malcolm ama sözleşmene bakarsan, bizim, iş süresine uyduğumuzu görürsün. | Open Subtitles | أنا غير واثق ما الذي تبحث عنه و لكن إن نظرت لعقدك |
Yani, eğer Muhammed'e bakarsanız, Tanrı'ya teslim oluşun mükemmel bir eyleminin nasıl olduğunu görürsünüz. | Open Subtitles | وأنك إن نظرت إلى محمد تستطيع أن تبصر كماله من كيفية خضوعه واستسلامه لله الخالق |
Yakından bakarsanız azı dişinin aşınmasına bağlı farkı görürsünüz. | Open Subtitles | إن نظرت عن كثب, يمكنك أن ترى إختلاف بسيط إهتراء الضرس |
Uçağın sol tarafına doğru bakarsanız, savaşçı ve baharatlı tavuk önderimiz | Open Subtitles | إن نظرت بالجانب الأيسر للطائرة فسترونالنصبالتذكاريللمحارب.. |
Evet, ama buraya bakarsanız, unun ya da fruktoz mısır şurubunun satın almasında benzer bir artış yok. | Open Subtitles | مفهوم، ولكن إن نظرت إلى هذا فستلاحظ أنه لا يوجد ارتفاع موازٍ في معدلات شراء الدقيق أو شراب الذرة المحلّى |
Evrene yeterince dikkatli bakarsanız, aslen neler olup bittiğini fark edebilirsiniz. | Open Subtitles | أنك إن نظرت الى الكون بما يكفي من القرب تستطيع أن تفهم مايجري حقّـاً |
Dikkatli bakarsanız bazı çukurlarda lifler var. | Open Subtitles | حسناً, إن نظرت مباشرة وبدقة يوجد ألياف في بعض التشققات |
Dikkatli bakarsanız bazı çukurlarda lifler var. | Open Subtitles | حسناً, إن نظرت مباشرة وبدقة يوجد ألياف في بعض التشققات |
Bir daha sevgilime bakarsan, öldün. Yanına gidersen, öldün. | Open Subtitles | إن نظرت إلى صديقتي مجددا فأنت ميت إن إقتربت منها فأنت ميت |
Ona bir daha dokunursan, ona ters bir şekilde bakarsan seni bulurum. | Open Subtitles | إن لمستها مُجدداً إن نظرت إليها نظرة جانبية فحسب فسأعثر عليك |
Olay yeri fotoğraflarına bakarsan hikayeyi tam olarak anlayabilirsin. | Open Subtitles | إذاً إن نظرت إلى صور مسرح الجريمة، ستحكي قصة واضحة جدّاً. |
eğer yakından bakarsan, ufak değişiklikleri görebilirsin. | Open Subtitles | الآن إن نظرت عن قرب, فستلاحظ وجود تغيرات أساسية. |
Haplara bir kez bile bakarsan, sonun onunki gibi olur.'' | TED | إن نظرت حتى إلى العقاقير، سينتهي بك الأمر مثله." |
Ama biliyorum ki eğer gözlerinin içine baksaydım bunları asla söyleyemezdim. | Open Subtitles | لكن أعرف أني إن نظرت لعينيك، أني لن أستطيع البقاء. |