Everett ve babaannenin ölümünden sonra albay babanı ve beni yanından ayırmadı. | Open Subtitles | بعد موت إيفرت و جدتك العقيد أبقى أباك و أنا قريبين منه |
Marcus Everett Langley yüzyılın sonlarında | Open Subtitles | لقد كان ماركس إيفرت لانغلي من أعظم المحامي في مدينة باوني |
Veya Everett'in çoklu-evren ayağından bilinçaltın diğer bir evrene kaymış olabilir! | Open Subtitles | أو قد تكونين متّصلةٌ بدون وعي بأحدِ الأكوان التّي تحدّث العالم إيفرت في نظرية الأكوان المتعدّدة |
Ondan iki saat önce Edward Everett'in konuştuğu konu, açıkçası, bugün bizi ilgilendiremez, o zaman da zorla ilgilendirdi. | TED | لمدة ساعتين قبل ذلك تكلم إدوارد إيفرت عن موضوع لا يمكنه جذبنا اليوم بل و بالكاد جذبنا حينها ! |
- Everett hala kabullenemedi mi? - Henüz kabullenemedi mankafa. | Open Subtitles | (إيفرت) لم يفهما إلى الآن - حتى الآن المغفل - |
Wade, Everett'ın cenazesini hastaneden almaya gidiyoruz. | Open Subtitles | (ويد) نحن في طريقنا لإستقبال جثة (إيفرت) من المشفى |
Geciktiğimiz için üzgünüz. Everett'ın cenazesine eşlik ettik. | Open Subtitles | متأسف لتأخرنا فقد إنتهينا للتو من عند (إيفرت) |
Adım Ulysses Everett McGill. | Open Subtitles | كيف حالك (بيغ دان) ؟ اسمي (أولسيس إيفرت ميجيل). |
Everett, senin bir aile reisi olduğunu bilmiyordum. | Open Subtitles | (إيفرت)، لم يخطر ببالي أبداً أنك ربّ أسرة. |
Everett, bir bütün müydü? | Open Subtitles | لا أعلم يا (إيفرت) هل هو فرع واحد أم جميع الفروع. |
Everett, evine ya da Brooklyn'deki annesinin evine gitmedi. | Open Subtitles | إيفرت) لم يعد إلى هنا) أو إلى منزل والدته في بروكلين |
Jo, Everett'ın dairesinde bulduğumuz kurumuş kan lekesini inceledim ve şunu buldum. | Open Subtitles | (فحصت الدم في شقـة (إيفرت) يــا (جــو وحصلت على هذه |
Ben de referans olması açısından ikinci bir örnek almak için Everett'ın diş fırçasını almıştım. | Open Subtitles | وأعطيت نفسي الصلاحيــة (لإستعارة فرشاة أسنان (إيفرت من أجل فحصها مع العينة |
Everett'ın telefon kayıtlarına göre 5 saniyeden daha kısa süren yüzlerce cevapsız arama almış. | Open Subtitles | طبقا لسجلات (إيفرت) الهاتفيه لديه مئات المكالمات الوارده تحت أقل من 5 ثواني |
Tacizcimiz John Everett değilmiş aksine taciz kurbanıymış. | Open Subtitles | جون إيفرت) لم يكن هو المتعقب) هو كان ضحيـة |
Çocuklar, Everett'ın öldüğü sırada giydiği kıyafetleri ve el yapımı çizmelerini inceledik. | Open Subtitles | نحن فحصنــا (الملابس التي كان يرتديها (جون إيفرت عندما مات بما فيها جزمتــه |
Eğer Everett onun, dairesine giren adam olduğunu anlamışsa sudan çıkar çıkmaz onu polise ihbar ederdi. | Open Subtitles | لو تعرف (إيفرت) على الرجل بأنه هو من عبث بشقته فلــن يخرجه من المقعده |
Everett Lanfair "Kimse sana bir şey yapamaz." dedi, öyle değil mi? | Open Subtitles | قال (إيفرت لانفير) أنّك ستكون "واقٍ من الرصاص"، صحيح؟ |
Dr. Everett K. Gallinger ve Dr. Bertram Chickering Jr. | Open Subtitles | دكتور (إيفرت جالينجر) و دكتور (برترام شيكرينج) |
Bu, Everett Tatum aleyhine cinsel taciz suçlamasıyla açılan... | Open Subtitles | هذه شكوى موظفة (قامت بتقديمها ضد (إيفرت تاتوم |