. ..gözlerin yaşla dolar... . ..gülümsemen eksilir. | Open Subtitles | في الهجمة الثالثة ستقل معنوياتك وفي هجمة اخرى سيخطف ابتسامتك |
O sahte gülümsemen ve sinir bozucu şapkalarınla çıkageldiğinden beri beladan başka bir şey getirmedin. | Open Subtitles | لقد كنت مشكلة من اليوم الذي . بدأت تعمل في لدي ، مع ابتسامتك اللامعة . وقبعاتك الصغيرة المزعجة |
Tanıt kendini nolur, güzel Gülüşün baldan tatlıdır tatlı. | Open Subtitles | أرجوك اكشفي عن نفسك،أيتها الجميلة ابتسامتك عذبة |
Küçük gülümsemeni takınırsın, adımlarınla yürürsün. | Open Subtitles | تبتسمين ابتسامتك الصغيرة، وتمشين مشيتك الصغيرة. |
Sen mutsuzsun, Gülüşünü kaybettin. | Open Subtitles | أنت لست سعيداً ، لقد فقدت ابتسامتك |
Çok güzel gülümsüyorsun. Teşekkür ederim. | Open Subtitles | ابتسامتك جميلة شكرا لك |
Bu hafta gördüğüm en güzel gülümseme bu. | Open Subtitles | ابتسامتك, أفضل ابتسامة رأيتها طوال الأسبوع |
Gülümsediğini ve paltonu merdivenlere koyduğunu hatırlıyorum. | Open Subtitles | أتذكر ابتسامتك و وضعك للمعطف على السلالم. |
İki hafta boyunca hiçbir şey yapmayıp küçük gülümsemen, kara gözlerin geniş alnın ve kaslarınla ortaya çıkıp birdenbire Koç'un ofisinde birbirimizin kıyafetlerini çıkarmamızın hiçbir yolu yok. | Open Subtitles | ليس هنالك مجال لتعود إلي بعد أسبوعين من اللاشيء مع ابتسامتك اللطيفة قليلاً والأعين الظلامية و الجبين المكتئب و العضلات |
Tatlı gülümsemen, komik kıyafetlerin ve kötü esprilerin odamdan içeri girdiğin ilk andan itibaren bende bir iz bıraktın. | Open Subtitles | كنتِ كذلك منذ اليوم الأول الذي دخلتِ فيه مع ابتسامتك الجميلة و ثيابكِ السخيفة ونكاتك السيئة |
Sırf tatlı gülümsemen hatrına kaç kere suçlarını görmezden gelmişimdir. | Open Subtitles | كم مرة تغاضيت عن أخطاءك بسبب ابتسامتك اللطيفة؟ |
Yüzün, Gülüşün, güzel yüzünün hatıraları içinde, senin çekici Gülüşün.. | Open Subtitles | وجهك، ابتسامتك، في ذكريات وجهك الجميل، ابتسامتك المحببة.. |
Onlar sadece Gülüşün ve abartmaların yüzünden gemine binmezler. | Open Subtitles | انهم لن ياتوا الى سفينتك من اجل ابتسامتك ويسمحون لك بالدعاية لهم |
Gökyüzünden de büyük bir Gülüşün olduğunu söyledi. | Open Subtitles | لقد قال ان ابتسامتك أكبر من السماء وأكثر إشراقا من الشمس |
Çünkü ,hayatım onlar sadce gülümsemeni ve yüzünü düşünüyorlar. | Open Subtitles | لأنهم يظنون، يا عزيزي، أن ابتسامتك ووجهك |
Sadece şu gülümsemeni görmek istiyorum. O öldürücü gülümsemeni. | Open Subtitles | فقط أريد أن أرى ابتسامتك تلك الإبتسامة القاتلة |
Ayrıca, bilirsin Gülüşünü sevdim işte. | Open Subtitles | بالاضافة الى ذلك، أنت تعرف... أنا نوع من مثل ابتسامتك. |
Gülüşünü seviyorum. | Open Subtitles | انا احب ابتسامتك |
- Çok güzel gülümsüyorsun. - Teşekkürler. | Open Subtitles | ابتسامتك جميلة شكرا لك |
Sonra da ben sana biraz hile öğreteceğim-- ...kıvırtarak yürümek... petrol jeliyle ovulmuş dişlerle gülümseme... ve eski doldurma sanatı. | Open Subtitles | ولاحقاً سأعلمك مهارات الخداع .. ترفعي التنورة حتى مؤخرتك .. كمية بسيطة من كريم نفطي ليزيد من جمال ابتسامتك |
- Gülümsediğini görünce - Gülümsediğini görünce - Kendimi evimde gibi hissederim | Open Subtitles | اذا رايت ابتسامتك اشعر انني في البيت |
Hey, prenses, bize biraz gülümser misin? | Open Subtitles | مرحبا بالأميرة .. امنحينا ابتسامتك |
Bruce Dern'un oynadığını görürsen, kesmelisin gülümsemeyi hemen. | Open Subtitles | تشاهد لعب بروس ديرن، لذا تخلى عن ابتسامتك العريضة. |
Hep şu yüzündeki Gülümsemenin anlamını merak etmişimdir. | Open Subtitles | لطالما تسائلت عن معنى ابتسامتك. |
Ve hayatımı gülüşünün sıcaklığında ve kanatlarının altında geçirmek istiyorum. | Open Subtitles | وأريد أن أعيش حياتي في دفء ابتسامتك وقوّة عناقك. |
En azından bu kendini beğenmiş sırıtmayı özleyeceğim, paramızı çevirdikten sonra, seni sonsuza dek terk edeceğim. | Open Subtitles | لسوف أفتقد ابتسامتك المتكلّفة العنجهيّة بعد أن نحوّل أموالنا وأغادر إلى الأبد |
Merhaba. Seni tekrar gülümsüyor görmek güzel. | Open Subtitles | اهلا انا سعيد لعودة ابتسامتك ثانية |
Sanırım gözlerinden dudaklarından, gülüşünden. | Open Subtitles | و أنني أفكر كثيراً بشفاهك, عينيك و ابتسامتك. |
Bu sabah uyandığımda seni Gülümserken gördüm. | Open Subtitles | عندما أستيقظت هذا الصباح رايت ابتسامتك |