Domuz yetiştiricilerinden her zaman hoşlanmışımdır. Kızın, dans provasında. | Open Subtitles | لطالما أحببت مزارعي الخنازير من ريو تِنتو ابنتكَ في إعادة للرقص |
Kızın içerde. Neden girip konuşmuyorsun onunla? | Open Subtitles | ابنتكَ بالداخل، لم لا تدخل وتسلّم عليها؟ |
Kızını şikâyet etmene biz alıştık da sen bıkmadın mı? | Open Subtitles | لقد إعتدنا أن نسمع شكواكَ عن ابنتكَ هل سئمتَ منها؟ |
Yıllardır seni tanıyorum ama biricik Kızını bir kez olsun görmedim. | Open Subtitles | لقد تعرفت عليكَ منذُ عقود ولم أرى وجه ابنتكَ العزيزة أبدًا. |
Dert edecek bir şey yok, dostum. kızının emin ellerde olduğunun garantisini veririm. | Open Subtitles | بإمكانك أنْ توفّر عناءك يا صاح أؤكّد لك أنّ ابنتكَ في أيدٍ أمينة |
Kızınız kanunsuzu aradığında, konuştukları her kelimeyi duyabileceğiz. | Open Subtitles | عندما تهاتف ابنتكَ الحارس الليليّ مُجددًا، فسنتمكّن من سماع كل كلمة. |
kızınızın yazdığı bir makale bir adamın blogunda yer almış. | Open Subtitles | قامت ابنتكَ بكتابتها حول بعض مدونات رجال. |
Öleceksin ama sen öldüğünde, Kızın daha iyi durumda olacak. | Open Subtitles | سوف تموت لكن ابنتكَ ستكون بحالٍ أفضل بعدما ترحل |
Onunla anlaşmanı bozdun. Kızın iyi, sen iyileşiyorsun. | Open Subtitles | لقد أخليتَ باتفاقكَ معه، فتحسّنت ابنتكَ وتحسّنت حالتكَ |
Kızın acı çekmediğinde çok huzurlu oluyor. | Open Subtitles | ابنتكَ وادعةٌ للغاية عندما لا تكون متألّمةً. |
Bak, bu adamı yakalamamı sağla ben de küçük Kızın görebilmen için elimden gelen her şeyi yapayım. | Open Subtitles | انظر، ساعدني في القبضِ على هذا الرّجل، وسأفعل ما بوسعي كي أُرجعكَ إلى المنزل وكي ترى ابنتكَ الصّغيرة. |
- Bay Belhatchett... - Kendi iyiliğin için sorumlu davranamıyorsan bunu Kızın için yap. | Open Subtitles | إن لم تستقم لمصلحتك الشخصية، فاستقم من أجل ابنتكَ. |
Elizabeth'in elinde küçük Kızın var şimdi değil mi? | Open Subtitles | والان اليزابيث لديها ابنتكَ الصغيره اليس كذلك ؟ |
Kızını geri almak istiyorsan benimle işbirliği yapacaksın. | Open Subtitles | إذا أردتَ إستعادة ابنتكَ عليكَ أن تتعاون معي |
Zaten karını kaybettin. Kızını da mı kaybetmek istiyorsun? | Open Subtitles | لقد خسرتَ بالفعل زوجتكَ هل تريد أن تخسر ابنتكَ أيضاً؟ |
İnsanların yerine Kızını seçmen yapman gereken doğru şeydi. | Open Subtitles | تفضيلُ ابنتكَ على البشر هو الخيارُ الصائب. |
Tabii, bugün kızının üzerine bir meteor düşerse yüzüme yumurta atabilirler. | Open Subtitles | بالطبع لو أصيبت ابنتكَ بحجر نيزكيّ اليوم فسأشعر بالحرج الشديد |
kızının, daha doğrusu bu mucizenin nasıl gerçekleştiğini yarı Ziyaretçi, yarı insan ilk melez bebeğin nasıl doğduğunu öğrenmeye çalışıyordum. | Open Subtitles | أردتُ معرفةَ كيفَ أصبحتْ ابنتكَ معجزةً. كونها أوّلُ هجينٍ يولدُ بين انسانٍ و زائر. |
Aynen kızının da alabileceği gibi sen de saadetime sahip olabilirsin. | Open Subtitles | يمكنكَ استقبالُ نعمتي، و ابنتكَ كذلك. أستطيعُ تخفيفَ معاناتها. |
Çok güzel bir Kızınız olduğundan bahsetmiş miydim efendim? | Open Subtitles | هل ذكرت يا سيّدي كم هي جميلة ابنتكَ |
Yani, eğer eğer biri oğlunuzu öldürse, kızınızın kafa derisini yüzse ve karınıza tecavüz etse? | Open Subtitles | أعني، ماذا لو... لو شخص ما... قتل ابنكَ وأخذ فروة رأس ابنتكَ واغتصب زوجتكَ؟ |
Bu adamı yakalamak için elinden geleni ardına koymadığınızı biliyorum, dedektif ama öz kızınızı yem olarak kullanmak acayip duygusuz geldi bana. | Open Subtitles | أعلم أنّكَ أقسمت على تسليم ذلك الرجل للعدالة أيُّها المتحرّي.. لكن استخدام ابنتكَ طُعمًا، هو أمر مجرّد من الأحاسيس. |
senin kızınla benim yeğenim müthiş bir çift oluyorlar, öyle değil mi? | Open Subtitles | إنّ ابنتكَ و ابن أخي يشكلان زوجين مدهشين , ألا تظن ذلك ؟ |
kızınızla evlenme onuruna sahip olabilir miyim? | Open Subtitles | هل تعطيني شرف قبولك زواجي من ابنتكَ ؟ |