Çift evlerine uçtular. Onları kurtaran gizemli güce minnettardılar ve kısa bir süre sonra Bai Su Zhen, Oğulları Xu Shi Lin'i dünyaya getirdi. | TED | عاد الزوجان إلى المنزل، ممتنين للقوة العجيبة التي أنقذتهما. وبعد ذلك بقليل، ولدت ياي سو زين ابنهما زو شي لين. |
Geçen yaz Oğulları lösemiden öldükten sonra da içkiyi arttırmış. | Open Subtitles | بالإضافة إلى وفاة ابنهما الصيف الماضى بمرض السرطان |
Hayır, yalnızca oğullarının ölümünün formlarda neden bahsedilmediğini sorduğumda beni kovmakla tehdit eden avukatlarıyla görüştüm. | Open Subtitles | لا، فقط محاميهم، الذين هدّدوا بطردي عندما سألت عن سبب وفاة ابنهما لم أتمكن من الكشف بأى شكل من الأشكال |
çocuklarının bu binayı inşa edişini görecek kadar uzun yaşayan anne ve babam dahil. | TED | بمن في ذلك امي و ابي الذين عاشا ليريا ابنهما يبني ذلك المبنى. |
Bir başka olay ise, Oğulları ile gelen gay çiftin kendi oğullarını benim kendi oğlumu sevdiğim gibi derin bir şekilde sevdikleri inkar edilemez gözükmüştü. | TED | في مناسبةٍ أخرى، جاءني زوجان مثليان مع ابنهما، وكان لا يمكنني إنكار بأنهما أحبا ابنهما بنفس الطرق العميقة التي أحببت بها ولدي. |
Gerçek babanın karısı ve oğlu da rahat eder. | Open Subtitles | أو من هي زوجته أو من هو ابنهما |
Tommy Lewis'in annesi ve babasının oğlunun nereye kaybolduğunu düşünceleriyle benden çalınacak. | Open Subtitles | من جانب أفكار تومي لويس وأمهوأبييتساءل أين ذهبت ابنهما الخاصة. |
Bu gezegende 60 yıldan sonra iki uyuşturucu satıcısı ve çocukları benim ailem. | Open Subtitles | . . بعد 60 عاماً على هذا الكوكب عائلتي عبارة عن تاجرين للمخدرات و ابنهما |
Müvekkilimin eşi ve altı yaşındaki Oğulları Henry'nin babası. | Open Subtitles | زوج موكلتي.. سيليستي وود ووالد ابنهما هنري في السادسة من عمره |
Yani, ailesine ölen Oğulları hakkında ne söylenir ki... | Open Subtitles | أقصد ، لا ادري ما الذي سنقوله للأبوين عن ابنهما الميت |
Oğulları bir insan. Onların ne olduğunu biliyorsun, değil mi? | Open Subtitles | ابنهما مخلوق بشريّ تعلم ماذا يكون، صحيح؟ |
Ama henüz oğullarının öldüğünü söylemedik. Misafirimizin onları bilgilendirmesini istemiyoruz. | Open Subtitles | ولكننا لم نخبرهما بأن ابنهما مات ولا نريد لهذا الفتى بأن يخبرهما |
Gazete haberine göre o ve Tess oğullarıyla göl kenarında piknik yapıyorlarmış kavgaya tutuşmuşlar ve oğullarının ortadan kaybolduğunu fark etmemişler, çocuk boğulmuş. | Open Subtitles | كما هو مذكور بمقال فهو و تيس كانا في نزهة قرب بحيرة مع ابنهما كانا يتجادلان |
Toplam varlıkları ise sekiz haneli. Ama tüm hesap özetleri oğullarının adresine yollanıyor. | Open Subtitles | يجنيان عشرات الملايين لكن جميعها تذهب إلى عنوان ابنهما |
Onlara çocuklarının kaçırılmasının kendi suçları olduğunu söylüyor. | Open Subtitles | انه يخبرهم انها كانت غلطتهما ان ابنهما قد اختطف |
Beş yaşındaki çocuklarının önünde onların yatağında seviştik, Doug. | Open Subtitles | دوغ، كنا على السرير، فعل ذلك في أمام ابنهما البالغ من العمر 5 سنوات. |
Denver'daki bir çiftten, oğullarını geri almak için 5 milyonluk fidye istenmiş. | Open Subtitles | زوجان في دنفر تلقى فقط طلب فدية 5 ملايين $ للحصول على ابنهما الظهر. |
Kralın annesinin oğullarını almasına nasıl izin verirsin? | Open Subtitles | أن تجعلي والدة الملك تأخذ ابنهما |
Eğer iyi bir arkadaşımın eski karısıyla çıksaydım ve onun oğlu bana gelseydi, ...ben senin yolunda durduğumu... | Open Subtitles | لو كنتُ أواعد طليقة صديقي و قصدني ابنهما كنتُ سأدرك أنّكَ أنتَ... |
Onların oğlu olmaktan çok gurur duyuyorum. | Open Subtitles | أنا جد فخور لكوني ابنهما |
Edmund'dan olan oğlunun, hayatın nimetlerinden yararlanması için. | Open Subtitles | ...ابنهما... إحدى مزايا الحياة |
Evet. Bunlar bay ve bayan Sandersen. Ve küçük çocukları. | Open Subtitles | "هذا السيد و السيده "ساندرسين و ابنهما الصغير |
Sizinkiler bana her baktıklarında, oğullarıyla seks yapan kızı görecekler. | Open Subtitles | لأنه الآن كلما نظر أهلك لي سيرون الفتاة التي تمارس الجنس مع ابنهما |