"ابن عمها" - Traduction Arabe en Turc

    • kuzeni
        
    • kuzeninin
        
    • kuzeniyle
        
    • kuzenine
        
    • kuzeniyim
        
    Kısa sürede, kuzeni bir çocuk ıslah evinden eve döndü. TED بعد وقت قليل، عاد ابن عمها إلى منزله من مركز احتجاز الأحداث.
    Onu kayıp ilan eden ve kuzeni tarafından doldurulmuş bir dosya var elimizde. Open Subtitles لدينا تقرير هنا، قام بطلبه ابن عمها يقول إنها في عداد المفقودين
    Burada kuzeniyle beraber kalıyor. Tahmin et kuzeni kim. Open Subtitles ستمكث هنا مع ابن عمها خمن من يكون ابن عمها
    Ya da "Teyzem bana kuzeninin nehrin diğer tarafında..." "...su birikintisi bulduğunu söyledi." Open Subtitles وقالت عمتي أن ابن عمها وجد بركة ماء بالجانب الآخر من هذا النهر.
    O parlak gözlü kuzeninin onu burada kalmasına ikna etmesinin imkanı yok. Open Subtitles ابن عمها المخادع ذاك ليست لديه أي فرصة أخرى لإقناعها لتستقر هنا للأبد على أن تطير منه
    -Aslında kuzeniyle. Rowley diye bir çiftçi. İyi insandır. Open Subtitles ابن عمها,فى الحقيقة,اسمه راولى مزارع,لطيف الى حد كبير,من عائلة كلود
    Daha bu sabah küçük kuzenine... hiçbir sebep olmaksızın vahşice vurmuş. Open Subtitles -بالطبع -هذا الصباح فقط -ضربت ابن عمها بوحشية دو استفزاز منه
    Benim onayımı alması gerekir. Ben onun ikinci kuzeniyim. Open Subtitles يجب عليه أن يأخذ الإذن مني أنا ابن عمها
    Yok, ama kendisi sorumlu biridir. kuzeni Deniz Kuvvetleri'nden. Open Subtitles لا أباء ولكن هيزر مسئولة جدا كما أن ابن عمها جندى بحرى
    Katie'yi en son kuzeni, 25 dakika önce eğlence merkezinde görmüş. Open Subtitles كايتي شوهدت اخر مرة مع ابن عمها في غرفة الألعاب قبل 25 دقيقة تقريبا
    Savaşçıların arasında Jodhaa'nın kuzeni Prens Sujamal de vardı. Open Subtitles ومنهم كان المقاتل الأمير سولجهمال ابن عمها وبمثابة
    kuzeni okul grubuyla buraya gelmiş, bize onu anlattı. Open Subtitles فقد كان ابن عمها فى مجموعة مع المدرسة واخبرناه عنها
    Dizin incittikten sonra kariyerini bir tarafa bırakıp kuzeni Chin Ho Kelly'nin yolundan giderek polis gücüne katılmış. Open Subtitles عندما خضعت لجراحة للركبة فقضت على مسيرتها لذا تبعت خطى ابن عمها شين هو كيلي وانضمت إلى الشرطة
    O parlak gözlü kuzeninin onu burada kalmasına ikna etmesinin imkanı yok. Open Subtitles ابن عمها المخادع ذاك ليست لديه أي فرصة أخرى لإقناعها لتستقر هنا للأبد على أن تطير منه
    kuzeninin Blink-182'de çalmadığı anlaşıdı. Open Subtitles تبين أن ابن عمها ليس في فرقة بلينك 182
    Evet, kuzeninin inşaatında. Open Subtitles نعم.. في.. ابن عمها يعمل في البناء..
    kuzeniyle birlikte 30 dakika önce buraya gelmiş... ve bir daha görülmemiş mi? Open Subtitles اذن هي و ابن عمها اتوا الى هنا قبل حوالي 30 دقيقة و تلك كانت اخر مرة شوهدت كايتي فيها؟
    Ve kuzeniyle benim için bir randevu ayarlamak istedi. Open Subtitles وقد ارادت ترتيب موعد لي مع ابن عمها
    Avukatına, kuzenine, çocukluk arkadaşına garip notlar yazıyor. Open Subtitles هي ستدون الملاحظة الغريبة لمحاميها ابن عمها , صديق الطفولة

    Les mots et expressions les plus fréquents

    Arabe-Turc: 10k, 20k, plus | Turc-Arabe: 10k, 20k, plus