"ابوها" - Traduction Arabe en Turc

    • Babası
        
    • babasının
        
    • babasını
        
    • Abadji
        
    Konuştuğum adam kimdi? Babası mı? Open Subtitles من ذلك الرجل الذى كانت تتحدث معه ، ابوها
    Konuştuğum adam kimdi? Babası mı? Open Subtitles من ذلك الرجل الذى كانت تتحدث معه ، ابوها
    Babası benimle aynı sırtta savaşmış olan bir askerdi. Open Subtitles ابوها كان جنديا حارب في نفس الميدان الذي حاربت فيه
    Sadece babasının verdiği bileziği geri almasını istiyorum. Open Subtitles اريد لأماندا استرجاع الإسوارة التي اعطاها ابوها
    babasının öldüğü ilk hafta anlayış gösterdim. Open Subtitles ابوها توفي .. فهمت ذلك لكن خلال السنة ومازالت تأخذ أجازات لذلك
    Bu köyden bir kadın gece, babasını ormanda yürürken görmüş. Open Subtitles امرأة من هذه القرية رأت ابوها يمشي في الغابة بالليل
    Oraya gidemezsiniz, Abadji derin şok yaşıyor. Open Subtitles أنت لا تَستطيعُ الذِهاب هناك وعمَلُ أيّ شئُ. ابوها في صدمةِ عميقةِ
    Ona de ki Babası süresiz ev hapsine alındı ve ben başkan olduğum sürece de bu değişmeyecek. Open Subtitles أخبرها بأن ابوها قد وضع تحت الإقامة الجبرية وهذا لن يتغير طالما أنا الرئيس
    Babası, burssuz onu okula gönderemediği için çok üzgündü. Open Subtitles ابوها كن غاضباً جداً لأنه لم يستطع ان يبقيها في تلك الجامعة من غير المنحة.
    Annesi öldükten sonra, Babası onu İngiltere'ye yollamış. Open Subtitles بعد موت أمها, ارسلها ابوها بعيدا الى انجلترا
    Babası olduğunu öğrendiği anda senin masumluğunu kanıtlamaya karar kıldı. Open Subtitles منذ اللحظه التي عرفت بأنك ابوها لقد قررت ان تثبت برائتك
    Frank dedi ki, kadının Babası ondan kadına göz kulak olmasını istemiş. Open Subtitles قال فرانك ان ابوها طلب منه ان يعتني بها
    Babası onayladı ama Babası iş için Thrace'de olduğu için yerine hareket etmeniz için size yalvarıyorum. Open Subtitles -و لقد وافق ابوها الا ان ابى بعيدا الان فى ثيريس عن هذا و نحن فى حالة حرب -و ارجو منك ان تحل محله فى هذا الامر
    Babası avukat ve bir çek defteri var. Open Subtitles ابوها محامي، وهي تملك دفتر شيكات
    Ama o her zaman babasının küçük kızıydı. babasının yaptığı her şeyi yapmak zorundaydı. Open Subtitles لكنها كانت دائما ابنت ابوها الصغيره المدلـــله واي شي كانت تريده , كانت تفعله
    Herkes babasının yalancı olduğunu söylediğinde, ya da... Open Subtitles عندما يقول الجميع عن ابوها كاذب او
    babasının ne yapmaya çalıştığını anladığını mı sanıyorsun? Open Subtitles اتعتقد انها تفهم ما كان ابوها يفهمه
    Bu babasının ona vermiş olduğu bir para. Open Subtitles هذا هو المبلغ الذى وضعه لها ابوها
    Shannon babasının suratına yumulmuştu. Open Subtitles نعم .. شانون كانت تمص وجه ابوها
    Bir kere babasını öyle güldürdüm ki Las Vegas'a gitti. Open Subtitles اه, انا في الواقع جعلت ابوها يضحك بشدة حتى انه, مرة, ذهب إلى لاس فيغاس.
    - Ellerini arkadan bağla. babasını da buradan uzak tutun. Open Subtitles قيد يديه خلف ظهره و ابعد ابوها عن هنا
    Abadji kendisi boşadı onları. Open Subtitles ابوها نفسه حَصلَ لها علي الطلاق

    Les mots et expressions les plus fréquents

    Arabe-Turc: 10k, 20k, plus | Turc-Arabe: 10k, 20k, plus