Ama orası buraya doğru akan tek yönlü bir cadde. | Open Subtitles | ولكن هذا الشارع أحادي الاتجاه وبعكس اتجاهنا. |
Öyle bir kaçışı vardı ki. sanki onu kurtarabileceğimizi biliyormuş gibi bize doğru yüzüyordu etrafındaki bazı ağları bile çıkarmıştı ve nefes almak için her su üstüne çıkışında arkasındaki o feci kanamayı görüyorduk. | Open Subtitles | رأيناه يحاول الهرب كان يسبح في اتجاهنا مباشرة إلى الشاطئ وتمكّن من تجاوز عدة شباك |
Fakat nereye doğru gidiyoruz? | TED | لكن ما هو اتجاهنا في هذا المجال؟ |
Acele etme. Maymun bize doğru geliyor ama kimsenin umurunda değil. | Open Subtitles | ما هذا القرف الغوريلا تسير في اتجاهنا ؟ |
Bize doğru daha hızla soyunabilirsen... | Open Subtitles | لذا إن كان بإمكانكِ التعري أكثر في اتجاهنا... |
- Çünkü üzerimize doğru geliyorlar. | Open Subtitles | لأنهم قادمون فى اتجاهنا |
Mike, bize doğru geliyorlar. | Open Subtitles | مايكي , قادمون في اتجاهنا |
Onları bize doğru getiriyoruz. | Open Subtitles | نحن نقودهم في اتجاهنا. |
Bize doğru gelmiyor muydu? | Open Subtitles | -ليس في اتجاهنا ؟ |
- Bize doğru. | Open Subtitles | -في اتجاهنا نحن |
Ange, bize doğru koş! | Open Subtitles | ! آنجي)، أركضي في اتجاهنا) |
Benim için tasarlanan basınç elbisemi giydim ve kamyonetle fırlatma rampasına doğru yol aldım. Astro kamyonetiyle fırlatma rampasına giderken Kennedy Uzay Merkezin'e vardığınızda normalde gün doğmadan önce olur bu, istikamet, devasa ksenon ışıklarıyla aydınlatılmış uzay geminizdir. İşte senin uzay gemin.. seni gezegenden çıkaracak olan araç. | TED | حصلت علي بدلة الضغط الخاصة بي على قياسي وركبنا في شاحنة صغيرة وانطلقنا إلى منصة الإطلاق - في شاحنة صغيرة من نوع "أسترو" في اتجاهنا إلى منصة الإطلاق، وأنتم قاب قوسين أو أدنى من "مركز كينيدي للفضاء"، إنها في العادة قبل الفجر، وعلى مسافة سوف تُبهجون بأضواء الزينون الضخمة، علي سفينتكم الفضائية - المركبة التي سوف تُقلع بكم من هذا الكوكب. |