Onunla sesli şekilde konuşunca, nasıl cevap vereceğini hayal edebiliyorum. | Open Subtitles | عندما اتحدث اليها بصوت عال لا اتخيل بأن ترد على |
Bir yıl içinde çocuğunu ve karını kaybetmeyi hayal dahi edemiyorum. | Open Subtitles | لا أستطيع ان اتخيل فقدان طفلك و زوجتك في عام واحد |
Birine karşı hissedilen o duyguları nasıl hayal etmiş olabilirim? | Open Subtitles | كيف لي ان اتخيل مشاعر بهذه الطريقة تجاه شخص ما؟ |
Sanırım erkek anlayışım, olabileceğini hiç tahmin etmediğim kadar dibe vurmuş. | Open Subtitles | اظن أن ذوقي في الرجال قد إنخفضَ لم اتخيل هذا ممكناً |
Gondolda senin karşında olmaktan daha mükemmel bir şey düşünemiyorum. | Open Subtitles | لاشئ لايمكننى ان اتخيل شيئا اكثر متعةً من وجودى فى جندول بالقرب منك ثانية |
Onun gideceğini ya da onu ölüme gönderiyor olduğumu ki bu kardeşimi öldürmek gibi bir şeydi gerçekten hiç düşünmemiştim... | Open Subtitles | ولم اتخيل انه سيغادر او انني ارسله الي هناك ليقتل وذلك الامر يبدو وكانه يقتل اخي |
Şu andan çok uzak olmayan bir gelecek düşünüyorum -- annem bilgisayarına gidiyor, internet tarayıcısını açıyor ve küçük bir robota bağlanıyor. | TED | هكذا انا اتخيل في زمن ليس بعيد جدا من الان تستطيع امي الذهاب الى حاسوبها تفتح متصفح وتدخل الى روبوت صغير |
Benden, bizi hayal etmemi daha sonra da tüm detayları duymak istedi... | Open Subtitles | اراد منى ان اتخيل انه كان لنا ثم اراد سماع كل التفاصيل |
İlkel sisinin içinde nelerin yüzdüğünü hayal etmek bile istemiyorum. | Open Subtitles | لا اريد ان اتخيل البداية هو السباحة فى الحساء البدائي |
İlk Noel günü onlar için nasıldır zar zor hayal edebiliyorum ancak. | Open Subtitles | أستطيع فقط أن اتخيل ماكان يعني ذلك لهم في أول عيد ميلاد |
İki yıl geçti, Bu yanımın böylesine kabullenileceğini bir yana bırakın, kariyerime yardım edeceğini hayal bile edemezdim. | TED | بعد عامين، لم اتخيل أبدًا أن هذا الجزء مني لن يكون مقبولًا فقط، ولكن يمكن أن يساعدني في الواقع في مسيرتي. |
Böylece Himalayalarda geçirdiğim bir hafta boyunca gerçekten şunu hayal etmeye başladım ona duygusal denklem diyorum | TED | و اثناء قضاء اسبوع في الهيمالايا بدات اتخيل ما اسميه بمعادلة عاطفية |
Güvertede oturup, senin bu masada olduğunu hayal edeceğim. | Open Subtitles | سوف اكون على السطح اتخيل انك تجلسين هنا علي هذه الطاولة |
Babam nasıl bu hazine işine bulaştı hayal dahi edemiyorum. | Open Subtitles | انا لا استطيع ان اتخيل كيف ان ابى جاء ليكون متورط فى ذلك الكنز |
Sizi ne kadar çok görmek istesem de burada göreceğimi tahmin etmezdim. | Open Subtitles | رغم انني كنت متطلع كثيراً لرؤيتكِ لم اتخيل ابداً أنني سأراكِ هنا |
Duygusal açıdan ne derece git-gel yaşadığınızı tahmin bile edemiyorum. | Open Subtitles | لا استطيع أن اتخيل كيف أنت غير مستقرة عاطفياً الآن |
Yani, nasıl olacağını tahmin edemiyorum bile en son rodeo yapacağım günün. Yani, bana bir şey olmaz. | TED | اعنني انني لايمكن ان اتخيل كيف سيكون اليوم الأخير الذي سأصارع فيه الثيران, اقصد, سأكون بخير |
- onsuz hayatı düşünemiyorum. - Öyle mi? | Open Subtitles | انا لا استطيع اتخيل حياتى بدونه لا تستطيعي ؟ |
Marcus'u çekici bulmayan bir kadın düşünemiyorum. | Open Subtitles | استطيع ان اتخيل نوعيتها حيث لم تجد ماركوس مثيرا |
Bu gece bana dışarı çıkmayı teklif ettiğinde, ...bunun Karen'ın Kafesi olacağını hiç düşünmemiştim. | Open Subtitles | اريد الحب عنما سالتنى الخروج معك الليلة لم اتخيل انة سيكون بمقهى كارين |
Oldukça büyük bir anlaşma olacağını düşünüyorum onlar için, her neyse. | Open Subtitles | انا اتخيل انه لامر مهم بالنسبة لهم على كل حال |
Açıkçası, bu soruyu herkese sormama rağmen, bu koşullar altında birinin beni geri çevireceği hiç aklıma gelmedi. | TED | وفي الحقيقة بت اسئل هذا السؤال على الدوام ولم اكن اتخيل ان احداً ما من اصدقائي سوف يرفض طلبي تبعاً للظروف |
Aslında bir an bile mutlu olacağımızı düşünmedim. | Open Subtitles | لم اتخيل ,ولو لدقيقة,اننى وهو سنكون سعداء معا, |
İnanamıyorum... insanın bir beygir kadar... güçlü ve sabırlı bir ruhu olmasını bekliyor. | Open Subtitles | استطيع ان اتخيل انه يتوقع رجلا له روح قوية و صبورة مثل حصان نقل |
Bu şarkıyı yazacağımı asla düşünmezdim Hem de öleceğim gecede | Open Subtitles | لم اتخيل ابدأ انى سأؤلف هذه الاغنيه فى ليله موتى |