Altının nerede olduğunu, sadece ben biliyorum, ...seninle bir anlaşma yapalım. | Open Subtitles | أنا فقط أعرف أين الذهب لن تحصلوا عليه إلا.. لو اتفقت معي |
Anlamıyorum, nasıl oldu da böyle bir anlaşma yaptım? | Open Subtitles | أنا فقط ما أدركتها، كيف أنني متى ما اتفقت معك أجد عقبةً صغيرة |
Ama Mare ile bir anlaşma yaptım. | Open Subtitles | لكنى اتفقت مع مارى، وليس هذا هو السبب فقط |
Sende özel bir şey sezdiğim için seninle anlaşmıştım Nat Cole ya da Charles Brown gibi çaldığın için değil. | Open Subtitles | لقد اتفقت معك لأني شعرت أن بك شيئاً مميزاً و ليس لأنك تشبه نات كول أو تشارلز براون |
Tanıdığım kişilerin tanıdıkları, ve ben Sudan'a benzin satmak için anlaştık. | Open Subtitles | كنت اعرف بعض الاشخاص والتي تعرف بعض الاشخاص وقد اتفقت علي شراء بعض البترول من السودان |
Onunla anlaştın say. | Open Subtitles | يبدوا انك اتفقت معه |
Silahtarınız bana dijital görüntüleri gönderdiği için alışverişi ayarladım. | Open Subtitles | حالما أرسل لي الخبير لقطات الديجيتال، اتفقت مع المشتري |
Dinleyin, Bu adamla bir anlaşma yaptık. Kız kardeşiyle birlikte gidebileceğini söyledim. | Open Subtitles | اسمعوا، لقد اتفقت معه على أن يخرج من هنا مع أخته |
Dinleyin, Bu adamla bir anlaşma yaptık. Kız kardeşiyle birlikte gidebileceğini söyledim. | Open Subtitles | اسمعوا، لقد اتفقت معه على أن يخرج من هنا مع أخته |
Başka bir davada suçlamaları azaltmak için bir anlaşma yapmışsın. | Open Subtitles | لقد اتفقت معه على تخفيض الحكم في قضية أخرى |
Bizi satmak için anlaşma yaptın, bunu yapamazsın. | Open Subtitles | لقد اتفقت على بيعنا ولم تفي بوعدك |
Bu yüzden bende onunla bir anlaşma yaptım. Şimdi dönmem gerekiyor. | Open Subtitles | لذلك اتفقت معه , على أن أعود إلى المنزل |
Ben de onunla bir anlaşma yaptım. Şimdi dönmem gerek. | Open Subtitles | لذلك اتفقت معه , على أن أعود إلى المنزل |
Alvarez'le Chino'da bir anlaşma yaptığınızı biliyorum. Ters giden neydi? | Open Subtitles | أعرف أنك اتفقت مع " شينو " على أمر ماذا جرى غرباَ ؟ |
-Antika altın para şu anlaşma yaptığın. | Open Subtitles | قطعة الذهب التي اتفقت على بيعها |
Bana Jimmy O'Phelan'ı teslim etmesi karşılığında Jax Teller'la bir anlaşma yaptım. | Open Subtitles | اتفقت مع " جاكس تيلر " تسليم جيمي أوفيلان |
Bu gece için 3 tane smokin dikecek bir terziyle anlaşmıştım. | Open Subtitles | عندها سيرتدون ألبسة مطرّزة وسيكونون كغيرهم لقد اتفقت مع خيّاط لكي يعدّ هذه الليلة ثلاث بذلات مطرّزة |
Zamanında, onlarla neredeyse anlaşmıştım. | Open Subtitles | في ذلك الوقت اتفقت معهم |
Peter ile çocukları haftaya getireceğim konusunda anlaştık. | Open Subtitles | اتفقت أنا و(بيتر) بأنني سأحضر الأطفال الأسبوع القادم |
Reis Ragnar ve Kral Horik'le birlikte İngiliz krallığı Wessex'e akın düzenleme konusunda anlaştık. | Open Subtitles | اتفقت على غزو مملكة (وسكس) الإنجليزية مع الملك (هوريك) والإيرل (راجنر). |
Bu soruşturmayı bozmak için şeytanla mı anlaştın? | Open Subtitles | الله يلعن الكاذبين يا (ماري) هل اتفقت مع الشيطان على إفساد هذا التحقيق؟ |
Bu gece üç smokin hazırlaması için bir terzi ayarladım. | Open Subtitles | لقد اتفقت مع خيّاط لكي يعدّ هذه الليلة ثلاث بذلات مطرّزة |
" ve işin en kötüsü, onunla aynı fikirdeydi. | Open Subtitles | و الجزء الأسوأ كان أنها اتفقت معه |