Böyle muhteşem bir yemeğin... ve böylesine ilginç ve heyecan verici bir arkadaşın... tadını bir sebep olmadan çıkarabilsem başka ne isterdim. | Open Subtitles | هل يمكننى ان اتمتع بهذا العشاء الجميل والاكثر من ذلك مع الشركة المتحدة تقوم بكل ذلك بدون الاحساس المراد به |
Böyle muhteşem bir yemeğin... ve böylesine ilginç ve heyecan verici bir arkadaşın... tadını bir sebep olmadan çıkarabilsem başka ne isterdim. | Open Subtitles | هل يمكننى ان اتمتع بهذا العشاء الجميل والاكثر من ذلك مع الشركة المتحدة تقوم بكل ذلك بدون الاحساس المراد به |
Ben dürüst ve başarılı bir iş adamıyım... ve bu adil şehrin saygısının tadını çıkarıyorum. | Open Subtitles | انا رجل اعمال ناجح و مخلص و اتمتع بأحترام هذه المدينه العادله |
Güzel kızların, güzel şeylerden... zevk alması gerektiğini söyledi. | Open Subtitles | يقول, إلى واحدة من بناته جعلني اتمتع بالأشياء جميلة |
Istakoz yemekten daha çok zevk aldığım bir şey var. | Open Subtitles | هناك شىء واحد اتمتع بأكله أكثر من اللوبستر |
Hayatımın en güzel anlarını hatırlamaktan zevk aldığım için özür dilerim. | Open Subtitles | حسنا، انا آسف اذا اتمتع بافضل ذكريات حياتي |
Onlar orada öylece oturacak, karınları guruldayarak bana bakacaklar, ben de bunun tadını mı çıkaracağım? | Open Subtitles | اتمتع انا بهذا الطعم الرائع بينما يقفون و معداتهم خاوية |
Bu aynen "Bu yemeği çok sevdim yavaş yavaş yiyip tadını çıkaracağım." demek gibi. | Open Subtitles | هذا القول مثل، "انا حقا اتمتع بوجبة الطعام. سأبطىء واتذوقه." |
Yani ben burada oturmuş, bu harikâ deneyimin tadını çıkarıyordum. | Open Subtitles | لقد كنت أجلس هنا اتمتع بمجد تجربتي |
O yüzden senin başarının birazcık tadını çıkaracağım, evet. | Open Subtitles | لذلك انا سوف اتمتع بمجدك قليلا ، نعم |
- Siz geçerken mi uğradınız? - Ziyafetin tadını çıkarıyorum. | Open Subtitles | ـ هل انتما مجرد عابري سبيل ـ انا اتمتع بهذا "الطبق" اللذيذ... |
Önce iyice tadını çıkardıktan sonra, tabii. | Open Subtitles | اتعرفين.بعد ان اتمتع به كلياً |
Sohbetimizin tadını çıkarıyorum. | Open Subtitles | انا اتمتع بمحادثتنا |
Hala elimdekilerin tadını çıkarıyorum. | Open Subtitles | اننى اتمتع بما استطيع |
Sen her Allah'ın günü buraya gelmeye başlamadan önce işime gelmekten zevk alıyordum. | Open Subtitles | قبل ان تبدأ في الظهور هنا كل يوم أنا اتمتع بقدومي للعمل |
Sence seksten zevk almamın mümkünatı yok mu? | Open Subtitles | ماذا لا تظن انك ذلك ممكن لي ان اتمتع بالجنس |
İnan bana böyle acı çekmenden hiçbir şekilde zevk almıyorum. | Open Subtitles | وصدقني لا اتمتع ابداً برؤيتك تعاني هكذا |
Yemekten zevk alamayacaksam? | Open Subtitles | ولن اتمتع بذكوريتي، |
Yemekten zevk alamayacaksam? | Open Subtitles | ولن اتمتع بذكوريتي، |
Gerçekten de zevk alıyordum. | Open Subtitles | أنا حقا اتمتع به |
- Bundan zevk alabiliyorum. | Open Subtitles | - انا اتمتع بهذا - اعرف .. |