Ellerinden gelen her yöntemi deneyerek hayatta kalmak için herşeyi yemeye çalıştılar. | Open Subtitles | لقد تحول لمسخ يحاول أكل كل شيء ومخلوقات قمامة فضولية مستعدة لتجرب أي شيء من اجل البقاء |
O hayatta kalmak için çabalayan yaşlı bir ayı, ve bu yüzden biraz agresif, bu tür bir ayıdan, uzak durmalısınız. | Open Subtitles | إن الدب العجور يصارع من اجل البقاء ونتيجة لدلك يصبح عنيفا فيجب ان نكون حذرين جدا |
Güçlü kalmak için savaşıyorum, ama kaybediyor gibi hissediyorum. | Open Subtitles | أنا يقاتلون من اجل البقاء قوية ، ولكنني أشعر أنني خاسرة. |
Hayatta kalmak için mücadele eden bir kadın. | Open Subtitles | كانت هناك امرأة تقاتل من اجل البقاء على قيد الحياة |
Anlıyorum aslında. İnsan hayatta kalmak için her şeyi yapar. | Open Subtitles | تعلم يا صديقي انك يمكن ان تفعل اي شيء من اجل البقاء |
İstediklerimiz ve hayatta kalmak için yapmak zorunda olduklarımız genelde örtüşmüyor. | Open Subtitles | مانرغبه وما يجب علينا فعله من اجل البقاء دائما مختلفان |
Ama bu suçlarından ötürü onları cezalandıramazsın. Hayatta kalmak için kendi çocuklarının üstüne binen birini hayal edemiyorum. | Open Subtitles | لَكنَّك لا تَستطيع معاقبتهم على تلك الجرائم أي شخص من شأنه أن يدوس على اطفاله من اجل البقاء |
Benim gibi hayatta kalmak için gözü kara mücadele ediyordu. | Open Subtitles | مثلى هو يصارع بقوه من اجل البقاء |
Her birinin hayatta kalmak için farklı bir stratejisi var. | Open Subtitles | ولكل منهم خطته المختلفة من اجل البقاء |
Hayvanlar yemek için, bölgeleri için ve hayatta kalmak için öldürür. | Open Subtitles | الحيوانات تقتل من اجل الطعام , من اجل الارض , ومن اجل البقاء . |
V-1 olduğum zaman, hayatta kalmak için tünellerde süründüğüm zaman? | Open Subtitles | (عندما كنت ضمن الدرجة الاولى ( ف -1 اكافح من اجل البقاء على قيد الحياة |