O bir barbarın oğlu ama onu Edwin'in oğluymuş gibi seviyorum. | Open Subtitles | هذا الطفل من البربري ولكنني احبه كما لو كان طفل ادوين |
- Onu seviyorum, seviyorum işte. - Bunu aşk sanıyorsun ama değil! | Open Subtitles | ـ ربما تعتقدي أنه حب, لكنه ليس كذلك ـ لا, أنا احبه. |
Bi kaç iş yaptım, iyi para kazandım sevdiğim şeyi yapıyordum. | Open Subtitles | فعلت بعض الاشياء مقابل بعض المال كنت افعل شيئا لا احبه |
Bana sevdiğim biri aynı durumda olsaydı, ne yapacağımı sormuştun. | Open Subtitles | سألتني لو كان احد احبه بمكان كيرك ايش كنت بسوي |
Onu sevdiğimi ve onunla evlenmek istediğimi söyledikten sonra uyaracağım. | Open Subtitles | سافعل , بعد ان اخبره انى احبه واريد ان اتزوجه |
Bunu çok beğendim. Bu ilaç bilgileri kutucuğuna Bayıldım. | TED | وانا احبه .. انا احب صندوق المعلومات الطبي |
Evet, onu sevdim Kafasındaki harika fikirleri olan iyi bir çocuktu o. | Open Subtitles | نعم، احبه عندما كان فتى عظيما بافكار ساخنة في كل انحاء رأسه |
hoşuma giden tek şey. Büyüdüğümde de yapacağım şey bu olacak. | Open Subtitles | انه الشيء الوحيد الذي احبه انه ما سوف افعله عندما اكبر |
Mason var zaten, çok seviyorum onu ama çocuk istemiyorum. | Open Subtitles | لقد حصلت على مايسون وأنا احبه لكني لا اريد اطفال |
Ben böyle seviyorum gri, solgun ve kıymık dolu! | Open Subtitles | انا احبه بهذه الطريقة فاللون الرمادى اصبح ملئ بالشظايا |
Olduğu gibi seviyorum. | Open Subtitles | تسريحة شعري, لا تلمسه اذهب من هنا احبه فقط علي ما هو عليه |
Bakın size ne diyeceğim. İnsanlar burayı seviyor. Ben de burayı seviyorum. | Open Subtitles | لدي اخبار لكما الناس يحبون هذا المطعم,انا احبه ايضا |
Sadece hoşuma gidiyor. Bu heriflerin kuyruğuna basmayı seviyorum. | Open Subtitles | انا فقط احبه احب ان ابقى اولائك على اصابع اقدامهم |
Hayır, hayır babacığım, hayır babacığım, onu seviyorum! | Open Subtitles | . كلا , كلا . ابي , كلا , ابي , انا احبه |
Bir balayı, sevdiğim adamı tanımak için. | Open Subtitles | ..شهر العسل, لكي اتعرف أكثر على الرجل الذي احبه |
Bana ait olan ve sevdiğim" "bir şeyin, senin olmasını istedim." | Open Subtitles | ولكنى كنت اريدك ان تحمل شئ يخصنى شئ احبه |
sevdiğim adamdan bir çocuk sahibi olmamı ve onunla yaşlanmamı sağla. | Open Subtitles | لانجاب الاطفال لاصبح عجوزا مع الرجل الذى احبه |
Birkaç iş yapmıştım, biraz para... yapmıştım ve eğleniyordum. sevdiğim bir iş yapıyordum. | Open Subtitles | فعلت بعض الاشياء مقابل بعض المال كنت افعل شيئا لا احبه |
Onu sevdiğimi söylerdim ve beni kasten terk etmediğini bildiğimi söylemek isterdim. | Open Subtitles | كنت لأقول له فقط اني احبه واني اعرف انه لم يتركني عمدا |
Bu kasabaya Bayıldım. Herkes yardım etmeye ne istekli. | Open Subtitles | هذا ما احبه فى تلك المدينة الجميع يتعاون معى |
sevdim. ona bak küçük mavi Rusya evi. | Open Subtitles | نعم احبه انظر اليه وهو في بيتة الروسي الصغير |
Başardım. Sonunda senden daha az hoşuma giden birisini buldum. | Open Subtitles | لقد فاض بي ، الان وجدت شخصا احبه اكثر منكم |
George'un bir şeyini severim: İngiltere'deki en iyi şaraplara sahip. | Open Subtitles | هناك شيء واحد احبه فى جورج يملك أفضل قبو في إنجلترا |
Gerçekten orijinal bir isim. Bu isme kimse sahip olmayacak ve ben de isme bayılıyorum. | Open Subtitles | انه مبتكر حقا ولا يوجد احد استعمله وبالتاكيد انا احبه |
O kadına hoşlanıyorum diye bahsettiğim kişi sen değilsin başka biri. | Open Subtitles | لكن الشخص الذي احبه و الذي تحدث عنه ليس انت لكنه شخص اخر |
Belki de onu hiçbir zaman şimdiki kadar sevmemiştim. | Open Subtitles | ربما لم اكن احبه دوما كما كنت احبه الآن. |