Hiç onun biçimsizleştirildiği ihtimali üzerine düşündün mü? Veya biçimsizleştirildiğine inandığı üzerine? | Open Subtitles | هل فكرت في احتمالية أن يكون مشوهاً أو أنه يؤمن بكونه مشوهاً؟ |
Kısacık kollarım yüzünden valenin koltuğu arkaya kaydırma ihtimali nedir? | Open Subtitles | ماهي احتمالية إرجاع الموظف للكرسي بسبب يدي القصيرة بشكل غريب؟ |
Hiçbir iz olmadan on gün geçti. Bu kaçırılma ihtimalini güçlendiriyor. | Open Subtitles | عشرة أيام ومن دون أي أثر, احتمالية أنه مختطف في تصاعد |
Ne kadar çok nesil, bir soyu yok ederse bunların DNA'nızda azıcık bile yer alması o kadar düşük ihtimal olur. | TED | كلما أزالت الأجيال سلف، كلما زادت احتمالية أنهم لن يكونوا موجودين في حمضك النووي على الإطلاق. |
Maksimum 8 aya karşılık minimum 5 yıl olasılığı mı? | Open Subtitles | ثمانية أشهر كحد أقصى مقابل احتمالية خمس سنوات كحد أدنى؟ |
Artık, evin hayaletli olduğu gibi bir olasılık için boşuna endişelendiğimize eminim. | Open Subtitles | لقد اقتنعت الآن أن مخاوفنا كانت غير مبررة بخصوص احتمالية وجود شبح |
Onları öldürmek artık ödül kazandırmıyordu, ama olası bir 100,000$ cezası vardı. | Open Subtitles | لم يعد يجلب قتلهم سخاءً، لكن احتمالية غرامة 100.000 دولار. |
Biz en azından bir gerginlik ortamının olabileceği olasılığını düşünüyoruz. | Open Subtitles | حسنا، نحن نعتقد انه على الاقل توجد احتمالية لحدوث تصعيد |
Peki şu an hamile olmayan ancak gelecek bir ya da iki yıl içinde hamile kalma ihtimali olan kadınları ayıklıyorsa? | TED | ماذا لو يُزل النساء الأكثر احتمالية لأن يكونوا حوامل في السنة المقبلة أوالسنتين ولكن غير حوامل الآن؟ |
Ancak savaş ile karşılaştırıldığında tehlikeyle karşılaşma ihtimali günlük hayatta daha azdır. | TED | لكن احتمالية مواجهة المخاطر في الحياة المدنية مقارنةً مع مخاطر المعركة هو قليل للغاية. |
Eğer bir hastalık tanımlanmışsa onu tedavi etmeme kararı verebilirsiniz çünkü bu hastalığın sizde herhangi bir sıkıntı yaratmama ihtimali vardır. | TED | فإذا تم تشخيص مرض يمكنك أن تختار، عدم علاجه لأنه هنالك احتمالية أنك غير مصاب به. |
Şimdiyse bunun gelecekte olma ihtimalini görmezden gelemeyiz. | TED | واليوم، لا يمكننا أن نستبعد احتمالية حدوث ذلك مستقبلاً. |
Sezgilerin geçerliliği diye birşey var, kısaca birşeylerin ihtimalini örneklerinin akla ne kadar kolay geldiğiyle ölçmemiz anlamına gelir. | TED | هناك إرشادية التوفر، و الذي أساسا يعني أننا نقدر احتمالية أمر ما حسب سهولة حضوره إلى ذهننا. |
Bir ihtimal var. | Open Subtitles | لكنني أعرفه و هناك . . هناك احتمالية هنا |
Yani, nöronun farklı parçalarının aynı anda farklı şeyler yapmasını sağlayan hesaplama bölmelerinin varolma olasılığı vardır. | TED | وهناك احتمالية بأن يكون لديك أجزاء حسابية تتيح لأجزاء مختلفة من الخلية العصبية عمل أمور مختلفة في نفس الوقت. |
Demek istediğim öyle bir durum yarat ki tek bir olasılık bile olmasın. | Open Subtitles | ما أقوله هو أن تحاول أن تخلق موقفاً حيث لا يوجد أي احتمالية. |
Çalışmaları okudum. İnsanların kendi kendilerini değiştirmeleri doktor veya programlar yardımı ile değişmelerine göre 10 kat daha olası bir şey. | Open Subtitles | لقد قرأتُ دراسات تشير إلى أنّ احتمالية تغيّر الناس بأنفسهم تبلغ 10 أضعاف |
Bunu başka birinin yapıp, ...suçu benim üzerime atmaya çalışması mümkün mü? | Open Subtitles | هل هناك احتمالية .. لكون أحد أخر فعل هذا ليلفق بي التهمة؟ |
Öyleyse, bir metnin içerisinde bir kehanetin bulunma şansı nedir? | TED | لذا ما هي احتمالية أن يخفي نص نبوءةً ما؟ |
60 yaşında, göğüs ve karın üst bölgesinde 2. ve 3. dereceden yanıklar var. Yüz bölgesinde çürükler ve muhtemel omuz kırığı var. | Open Subtitles | العمر 60 و هناك حروق من الدرجة الثالثة على صدره و الجزء العلوي من البطن و هناك كدمات و احتمالية كسر في الكتف |
Bu yüzden süper zeka potansiyeli, madde boyutunda uykudadır, tıpkı atomun gücünün insanlık tarihi boyunca uykuda olup, 1945'e kadar sabırla orada beklemesi gibi. | TED | ومن ثم فإن احتمالية الذكاء الصناعي تظل كامنه في المادة، وهذا الأمر أشبه بالذرة الكامنة عبر التاريخ البشرية، والتي انتظرت بصبر حتى عام 1945. |
Bize Facebook'ta bir resmin ne kadar ihtimalle görüneceğini anlatan modeli yapmak için çalışıyoruz diyelim. | TED | لنفترض أننا نحاول أن نصنع نموذجًا يمكن أن يخبرنا عن مدى احتمالية ظهور صورةٍ ما على الفيسبوك. |
Ve kendimi iyi savunamazsam hapse girme ihtimalim oldukça yüksek. | Open Subtitles | وإن لم أستطع الدفاع عن نفسي بشكل كافٍ، فهناك احتمالية قوية للسجن. |
Çünkü "haksızlık oluşturan mücadele" sebebiyle milyarlarca dolarlık bir tazminat davası açılması ihtimalinden korkuyorlardı. | Open Subtitles | لأنهم كانوا قلقين من احتمالية رفع قضية ببلايين الدولارات ضدنا بسبب التدخل المنطوي على ضرر |
Tekrar kaçırılmış olabileceğini düşünüyorsun. | Open Subtitles | يجب عليك قبول احتمالية أنها تم اختطافها مرة ثانية |