Sana anlamlı gelmez çünkü Ayakkabılarını aynı o devasa pantolonu aldığın yerden alıyorsun. | Open Subtitles | ليس لك , لانك تشتري احذيتك من نفس المكان الذي تشتري منه ملابسك الداخلية العريضة |
Ben olsam, mücevherlerini ve giysilerini alırdım. Ve Ayakkabılarını! Evet, kesinlikle Ayakkabılarını. | Open Subtitles | لو كنت انا لطلبت المجوهرات و احذيتك نعم احذيتك |
Ayakkabılarını çıkart, içeriye mikrop taşıma. | Open Subtitles | اخلعي احذيتك لكي لا تجلبي البكتيريا الى الداخل |
- Harika. Ayakkabıların süpermiş. | Open Subtitles | احذيتك تبدو رائعة |
Anlaşma ruhuna sadık kalmak adına, o dev örümcek ayakkabılarının içine girmemişti. O terliklerin içine girmişti. Bölüşelim mi? | Open Subtitles | و بهذة الاجواء , العنكبوت الضخم لم يدخل فى احد احذيتك لقد دخل بهذة النعال اتريد اقتسام الفاتورة ؟ |
Gillette dosyasını masanıza bıraktım, ayakkabılarınızı Barneys'den aldım... | Open Subtitles | وضعت اغلفة القصه على طاولتك اقتنيت احذيتك من عند محل بارنى واصلحت نظاراتك لم تكن هناك اى تكاليف |
Ayakkabılarını her yere dağıtmasan benim de toplamam gerekmezdi. | Open Subtitles | لو لم تتركي احذيتك في كل مكان لما تطلب مني الترتيب |
Garajdaydım ve Ayakkabılarını o kutulara istediğin gibi koydum. | Open Subtitles | هاي, لقد كنت بالجوار و كنت اضع احذيتك في تلك الصناديق التى تحبها |
Ayakkabılarını çıkarmanı isteyebilir miyim? | Open Subtitles | هلا تفضلت بخلع احذيتك من اجلي ؟ |
Ayakkabılarını ödünç alamıyorum, ne yapayım? | Open Subtitles | لا اقدر ان استعير احذيتك اليس كذلك ؟ |
Sen, Ayakkabılarını ver. | Open Subtitles | أنت أعطني احذيتك |
- Ne dedin? Hemen Ayakkabılarını ver. | Open Subtitles | أعطني احذيتك حالاً |
Tuvalette Ayakkabılarını nasıl kaybedersin be adam... | Open Subtitles | كيف لك ان تضيع احذيتك بالــ |
- Ayakkabılarını tuvalete atıp üstüne sifonu mu çektin? | Open Subtitles | قمت بشطف احذيتك بالمرحاض ؟ |
Ayakkabıların nerede? | Open Subtitles | بحق المسيح اين احذيتك ؟ |
- Ayakkabıların nerede? | Open Subtitles | اين احذيتك ؟ |
- Ayakkabıların mı? | Open Subtitles | احذيتك ؟ |
Hala ayakkabılarının olduğu çantadalar. | Open Subtitles | لازالوا فى الحقيبة مع جميع احذيتك |
Eskiden ayakkabılarının içine gazete doldururdun. | Open Subtitles | اعتدت على وضع قطع جرائد داخل احذيتك |
Elimde, DNA örneğiniz ile tüm ayakkabılarınızı almak ve jipinizi incelemek için bir mahkeme emri var. | Open Subtitles | لدى ترخيص لجمع اى عينات واخذ جميع احذيتك واقوم بالبحث فى اغراضك |