"siyah tişörtü ve ceketi artık bronz, ve siyah atkısı artık kırmızı." | Open Subtitles | قميصها الاسود و سترتها أصبحا بلون بني و وشاحها الاسود أصبح احمرا |
Helen, yüzü kırmızı olanların ya çok güneşte kaldığını ya da çok içtiğini söylerdi. | Open Subtitles | هيلين تقول ان اي شخص يكون وجهه احمرا هكذا فانه انما تعرض للكثير من الشمس او تناول الكثير من الشراب |
Polis, mavi pantolonlu kel bir adam ile kırmızı abajur giyen sarı saçlı bir kızın peşinde. | Open Subtitles | الشرطة تبحث عن رجل اصلع يرتدي بنطالا ازرق وفتاة بقصة شعر كاللهب ، وترتدي فستانا احمرا |
Bir suçu aydınlatmak istiyorsan, bu hanım balıkla kırmızı şarap içti. | Open Subtitles | ان كنت تفكر في حل الجريمة هذه التي هنا احتست نبيذا احمرا مع السمك |
Neden iki tane olduğu hakkında hiç bir fikrim yok, günün birinde cevabını bulmak istediğim bir soru bu. Böylece sadece mavi ışığı değil, kırmızı ışığı da görebiliyor. | TED | وليس لدي ادنى فكرة لماذا هناك اثنان، وهذا شيء اريد يوما ما ان احله. لذا ليس باستطاعتها فقط رؤية الضوء الأزرق، بل ايضا رؤية ضوءا احمرا. |