Ailesinin onun için seçtiği biriyle evlendi, bu adam onu sürekli dövüp tecavüz ettiği hâlde. | TED | تزوجت رجلًا اختاره لها والداها، على الرغم من أنه كان يضربها ويغتصبها باستمرار. |
Sabahın erken saatlerinde yolculuklarını tamamlamış ve Juan Antonio'nun onlar için seçtiği otele gelmişlerdi. | Open Subtitles | عند الصباح كانهوا قد وصلوا لمقصدهم و دخلوا لفندق كان قد اختاره خوان انطونيو |
Efendimiz onu seçti. | Open Subtitles | وبالنظر أن ابنك يعتبر رجلا مخلصا، فقد اختاره |
- Senin için biri mi seçti? - Hayır! | Open Subtitles | ـ كلا, لقد فعلت ـ هل هناك شخصاً ما اختاره لك ؟ |
Madde bağımlısıymış. Bil bakalım bağımlı olmak için hangi maddeyi seçmiş? | Open Subtitles | كانمدمنمخدرات، ولكن خمّن أي نوع من المخدرات اختاره |
Ama fark şu ki, bu kez kendim seçtim. | Open Subtitles | ولكن الاختلاف هذه المره هي .. اني اختاره |
Onu mu seçtin? | Open Subtitles | هل أنتِ من اختاره ؟ |
Lütfen benimle birlikte Andrew Lockhart'a kadeh kaldırın Başkan tarafından CIA'nin yeni amiri olarak seçilen bu adama. | Open Subtitles | اذا اتمنى منكم ان ترفعو كؤوسكم معي ل اندرو لوكهارت الرجل الذي اختاره الرئيس |
Kate'i alacağım. Uçağı ayarlayacak. seçtiğim havaalanından alınacağız. | Open Subtitles | سوف آخذ كايت معي وستطلب الطائرة التي ستقلنا من المطار الذي اختاره |
Siz de baş rahibinizin onu kurban olarak seçtiğini ve onun gereken şekilde onurlandırılması gerektiğini unutmayın. | Open Subtitles | وتذكر أن كاهنك الأعلى اختاره كقربان وينبغي تكريمه بشكل مناسب |
Bu yüzden, ailenin seçtiği genç bir adamla olan buluşmanda işlerin pekte tıkırında gitmediğini düşünüyorum. | Open Subtitles | لذلك اعتقد انك قابلت ذلك الشاب الذي اختاره والديك لم تسر الامور بنجاح |
Bu babanın seçtiği kostüm içinde gerizekalı gibi görünüyorum. | Open Subtitles | أبدو مغفلا في هذا الشيء الذي اختاره والدك |
Bence seçtiği isimle anılma hakkına sahip. | Open Subtitles | أعتقد أنه اكتسب الحق في أن يُعرف بالاسم الذي اختاره لنفسه |
Gerçi Kamekona'nın onun için seçtiği ada şaşırmadım değil. | Open Subtitles | لكنني يجب أن أعترف أنني مندهش بالإسم الذي اختاره كاميكونا لهذه السفينة |
Ve seçtiği mekân bana karşı bir hamlede bulunmasını zorlaştıracak. | Open Subtitles | على اي حال , الموقع الذى اختاره للقاء سيجعل من الصعب عليه ان يتحرك ضدى |
Söylesene, kim onu lider seçti ki? | Open Subtitles | سأخبرك بأمر من اختاره ليكون قائد ؟ |
Çoktan seçti. | Open Subtitles | لقد اختاره بالفعل |
Oh, hayır, gişedeki adam seçti. | Open Subtitles | لا ،البائع اختاره لى ،لماذا؟ |
Ama katili Buros onu rastgele seçmiş olamaz. | Open Subtitles | لكن قاتله بيوروس لا يمكن ان يكون قد اختاره بعشوائية. |
Ama katili Buros onu rastgele seçmiş olamaz. | Open Subtitles | لكن قاتله بيوروس لا يمكن ان يكون قد اختاره بعشوائية. |
- İşte o yüzden burayı seçtim. - Sana hiçbir şey veremem. | Open Subtitles | هذا هو السبب الذي جعلني اختاره انا لا استطيع ان اعطيك اي شيئ - |
Evet, ben seçtim. Dışarı çok çıkmıyorum. | Open Subtitles | أجل، أنا من اختاره أنا لا أخرج كثيرًا |
Yeri sen mi seçtin Koenig mi? | Open Subtitles | هل اخترت المكان أم اختاره (كوينج)؟ |
Nasıl olur da Tanrı tarafından Meryem Ana gibi özel bir çocuğu dünyaya getirmek için seçilen bir kadını cezalandırabiliriz? | Open Subtitles | إذاً، كيف لنا أن نعاقب امرأة أحبت الرجل الذي اختاره الله لتلد طفلاً مميزاً للغاية |
Bu oyun esnasında tüm bu para serbest bırakılacak... ve benim seçtiğim bankalara aktarılacak. | Open Subtitles | اثناء هذه المباراة سيتم الافراج عن هذا المبلغ و ستحول الى البنك الذى اختاره - هذا مستحيل |
Az önce söyledi. Babamızın onu seçtiğini düşünüyor. | Open Subtitles | لقد أخبرني بذلك لتوه يظن أن والدنا قد اختاره |