Gücüm beni terk etti, Yolculuğun en tehlikeli kısmını yerine getireceğim: | Open Subtitles | وتهجرنى قواى يجب ان ان اكمل اخطر جزء فى تلك الرحلة |
Kullanmaya korkan birinin elinde bulunan silah, dünyadaki en tehlikeli silahtır. | Open Subtitles | المسدس في يد من يخاف استعماله هو اخطر سلاح في العالم |
Ama o imparatorluğun en tehlikeli adamı, hain ve devlet düşmanı oldu. | Open Subtitles | واصبح من اخطر الرجال في الامبراطورية خائن ومتامر ضد الدولة. |
Bu adam dünyanın en tehlikeli teröristlerinden biri. | Open Subtitles | هذا الرجل يعتبر واحد من اخطر الارهابيين فى العالم |
Zamanla tek yapmanız gereken onu bir hücrede tutmak olacak, çünkü o aranızda kalmak için çok tehlikeli bir düşman. | Open Subtitles | -بعد فتره قصيره, لن يكون لديكم خيار الا ان تحبسوه بعيدا. -لأنه سيكون عدو اخطر بكثير من ان تتركونه بينكم. |
Onlar Dünya'daki en tehlikeli tatlı su yırtıcılarıdır. | Open Subtitles | انها اخطر مفترسي المياه العذبة على الأرض |
Çünkü gezegendeki en tehlikeli iki adamın peşindeyim. | Open Subtitles | لانه من الممكن اننا نتعامل مع اخطر رجلين على الكوكب |
Bazen en tehlikeli yer, en güvenli yer oluverir. | Open Subtitles | فى بعض الاحيان يتحول اخطر الاماكن إلى أامنها |
Anladığım kadarıyla, akıl hastanesindeki en aptal adam en tehlikeli üyenizi başarıyla kaçırdı. | Open Subtitles | اذا تحليلك, ان اغبى شخص في المصح اختطف اخطر مجرم بنجاح |
Bütün ülke dünyadaki en tehlikeli ormanla çeVrelenmiŞTir. | Open Subtitles | ذلك المكان ليس الا سوا عبارة عن غابات كثيفة يوجد به اخطر واشرس الحيوانات في العالم بأسره |
Hatta, sana verilen en tehlikeli görev olabilir, ama başarırsan, tehlike buna değecek. | Open Subtitles | فى الواقع انها ربما تكون اخطر المهام التى خضتها من قبل ولكن لو نجحت |
Şu ana kadar karşılaştığımız en tehlikeli düşmanlarımızdan biri tarafından üretilmiş birinden bahsediyoruz. | Open Subtitles | نحن نتحدّث عن شخص كان لكل النوايا والأغراض صنع من جانب واحد من اخطر الافراد الذي تصادف من اي وقت مضى. |
Şimdi ise, et işleme sektöründe çalışmak ülkenin en tehlikeli işlerinden biri haline geldi. | Open Subtitles | وتعبئة اللحم الان من اخطر الوظائف في امريكا |
Eyalet otoyolunun en tehlikeli noktası. | Open Subtitles | انه اخطر جزء من الطريق السريع في الولاية |
İster bir kartele sızıyor olun, ya da bir kimyasal silah alışverişine, casusluk dünyasındaki en tehlikeli insanlar, sizin tarafınızda olan insanlardır. | Open Subtitles | سواء كنت تتسلل للإحتكار او تبطل بيع أسلحة كيميائية اخطر ناس في العمليه السريه |
Mikrodalgalar evdeki tamir edilmesi en tehlikeli ev aletlerinden biridir. | Open Subtitles | المايكرويف يعتبر من اخطر الأشياء.. في المنزل إذا قمت بتعديلها او اصلاحها |
Müvekkilimin Chicago'nun en tehlikeli uyuşturucu çetesinden üst düzeyde birinin ismini vermesini istiyorsun. | Open Subtitles | تريد موكلي ان يتعرف هوية ضابط اخطر عصابة مخدرات في شيكاغو ؟ |
Bugüne kadar yapmış olduğumuz doğaüstü araştırmalarımız içinde en tehlikeli olanı bu. | Open Subtitles | والتي من المرجح ان تكون اخطر مهمة خاضها فريقنا المختص لمعالجة اكبر تحديات الامور الخارقة |
Genellikle böylesi durumlardaki en tehlikeli zaman, kurbanın kendine hakim olduğu zamandır çünkü o sırada bir boğuşma meydana gelebilir, beni asıI kullandıran şey ise Jake 'in zaten sandalyeye koli bandıyla bağlanmış olması. | Open Subtitles | عادةً اخطر الأوقات في تصادمٍ كهذا هي قبل تقييد الضحية لأنه عادة هناكَ يحصل الصراع |
Bir defa, bu çok daha tehlikeli bir durum. Her çabucak ceyeran edecek. | Open Subtitles | كما أن الوضع اخطر بكثير سوف تجري الأحداث بشكل سريع جداً |
Önceki gün açıkladığım gibi sağlığım için, sıkıcılıktan daha tehlikeli bir şey yok. | Open Subtitles | كما شرحت ذلك اليوم ليس هنالك ماهو اخطر على صحتي من الملل |