Bu havalanan başka bir araç -- gerçekten çok ilginç. | TED | انها أداة في صدد الانتشار الواسع قريباً .. وهي اداة مثيرة للفضول جداً |
Benim için İnternet kullanışlı bir araç olarak başladı ve şimdi ise günlük yaşamım için bağlı olduğum bir şey haline geldi. | TED | بالنسبة لي .. بدء الانترنت كأداة مفيدة واليوم اصبحت اداة لا يمكن التخلي عنها وجزء من الوجود اليومي |
Taktik nükleer bir alet. Düşük maliyetli. Beni sabit tut. | Open Subtitles | انها اداة إنفلاق تكتيكية صاحبه سرعه منخفضه، تمسك بي |
Goa'uld'un uzun menzilli görüntülü iletişim cihazı. | Open Subtitles | انها اداة اتصال جواؤلد بصرية بعيده المدى |
Hayır, sadece aleti. Daha hızlı. Hayır, yangının her şeyi yok ettiği doğru değildir. | Open Subtitles | كلا, انا مجرد اداة فيه كلا,ليس صحيحا ان النار تدمر كل شئ |
Lab raporları Sutphin in "Gerçek Suç" kitaplarındaki... parmak izleri cinayet aletleri üzerindekilerle tutuyor. | Open Subtitles | تقرير المعمل يؤكد بصمة السيدة ساتفين البصمات الموجودة على الكتاب تطابق نفس البصمات على اداة الجريمة |
Meme uçları biraz çevirince biraz işe yarar ama aslında önemli derecede etkili bir sokak dövüşü aracıdır. | Open Subtitles | قرصة الحلمة لم تجد ترحيباً في بعض الاوساط لكنها في الحقيقة اداة قتال شوارع فعالة |
Ve Knightley sık sık Jane'nin daha iyi bir enstrüman hak ettiğini söylemiştir. | Open Subtitles | ونايتلي ايضا قد قال ان جين تستحق اداة افضل |
Bu bir araç fakat dikkatli olmazsak bizi yakabilecek bir araç. | TED | انها اداة, و لكننا ان استخدمناه بصورة خاطئة سوف تحرقنا. |
Ona "Alligator" deniyor. Öğrenmek zorunda kaldığım bir araç. | Open Subtitles | تدعى التمساح وهى اداة اصبحت اعرفها جيداً |
Test konusunda biraz kararsız olduğunu biliyorum iyi ki istemişiz diyorum çünkü gerçekten de harika bir araç. | Open Subtitles | اعلم انك كنت متردداً قليلاً حول الأختبار لكنني سعيد اننا قمنا بعمله لأنها حقاً اداة جديدة مذهلة |
Kölelik, mükemmel bir araç Sith'in yükselmesi için. | Open Subtitles | العبودية , هى اداة عظيمة لظهور السيث |
Bu sadece tekmelerimizi ve yumruklarımızı savuşturan bir alet hareketlerimizi değerlendirebilecek birşey değil. | Open Subtitles | إنها اداة يمكنها أن ترسل لكماتها وركلاتها خارجا وليس بشيء يمكن ان يقرأ تحركاتنا |
Ayağını kaşıman için başka bir alet daha lazım mı yoksa düğün hediyesi olarak gelmiş pasta bıçağı iş görüyor mu? | Open Subtitles | أتريد اداة اخرى للحك تحت الحذاء او سكينة الكعكة من زفافنا تستطيع القيام بالامر ؟ |
Bu terapinin, onun geniş alet çantasındaki aletlerden birinin olduğunun farkına vardım. | Open Subtitles | وقد فهمتُ أنَّ العلاج بالصدمات الكهربائية هو مجرّد اداة أخرى من أدوات العلاج في هذا المكان |
Şerif soruşturmayı bitirdi, o yüzden Juice da kulüp evininde dinleme cihazı arayıp harddiskleri kontrol ediyor. | Open Subtitles | رجال الشرطة يراقبوننا، لهذا تركته في المقر، ليبحث عن اي اداة تجسس او اي شيء على اقراص الكمبيوتر |
-İzleme cihazı çalıştırıldı | Open Subtitles | تم تشغيل اداة التتبع آه، عربة الابطال |
Hayır, bence bu işkence aleti. | Open Subtitles | اقول لك انها اداة تعذيب و اختارتها العروس لكي تبدي بشعة |
Çoğu kez, yapabileceğiniz tek şey elinizinizdeki aletleri sterilize etmek, yarayı temiz tutmak, ve en iyi biçimde sonuçlanmasını ummaktır. | Open Subtitles | أحياناً ، يمكنك أن تقوم بالتعقيم لأي اداة تحت يدك لتنظيف الجرح و الأمل بالتحسن |
Ayrıca künyelilerle çektirilen zafer fotoğrafları El Kaide'nin sahip olduğu en iyi adam toplama aracıdır. | Open Subtitles | بالاضافة الى تلك الصور ذات اطواق الكلاب كانت افضل اداة استفادت منها القاعدة |
Yine de kemanın ne kadar zor bir enstrüman olduğunu bilmelisiniz. | Open Subtitles | يجب أن تعلمو , أنا الكمان اداة صعبة |
- Yanlış aletle yapıyorsun. Kaldırabilirsin. | Open Subtitles | ليست اداة مناسبة للتهشيم ولكنها مفيدة للخلع |