"ادعه" - Traduction Arabe en Turc

• izin vermeyeceğim
• izin vermem
• izin veremem
• izin veremezdim

Her şey düzelecek Megan. Seni tekrar incitmesine izin vermeyeceğim.
سيصبح كل شئ على مايرام ولن ادعه يؤذيك ثانية

Kalbini ikinci kez kırmasına izin vermeyeceğim Betty. Bunu gerçekten yapar mısın?
"لن ادعه يقوم بتحطيم قلبك للمرة الثانية "بيتي هل حقا ستفعل ذلك؟

Bak, serserinin biri bana saldırdı. Bunun beni etkilemesine izin vermeyeceğim.
اسمع , هذا مجرد جبان اعتدى عليّ ولن ادعه يأخذ افضل ما عندي

Bunu elimden almasına asla izin vermem.
انه الشيء الوحيد الذي أقسمت الا ادعه يأخذه مني

Gitmesine izin vermem için tabi.
عرض علي حقيبة من المال لكي ادعه يذهب

Beni öyle hatırlamasına izin veremem. Bir kadın olarak hatırlamalı.
لا استطيع ان ادعه يفكر فيّ كما كنت بالامس اريده ان يتذكرني كامرأة

İşte bu yüzden kopya çektim onun kazanmasına izin veremezdim.
لهذا السبب قمت بالغش لا يمكنني ان ادعه يفوز

"Hayatımı" etkileyecek bir hata yapmasına izin vermeyeceğim.
أنا لن ادعه يرتكب خطأ الذي سيؤثر عليه لبقية حياتي

Bunun Danny için önemli bir an olduğunu biliyorum ve bunu batırmasına izin vermeyeceğim.
أنظرى , أنا اعلم أن هذة لحظة مهمة لــ داني و لن ادعه أبداً يضيعها

Bu intihar olur. Ameliyatı yapmasına izin vermeyeceğim.
هذا انتحار انا لن ادعه يجرى العمليه

Hayır onun da Nago gibi bir iblise dönüşmesine izin vermeyeceğim.
لا لن ادعه يتحول لشيطان مثل ناقوو

Efendim, öyle bir şey olmayacak çünkü ona izin vermeyeceğim.
سيدي، هذا لن يحدث، لأنني لن ادعه يحدث

Benim hikayeme de canının istediğini yapmasına izin vermeyeceğim.
وأنا لن ادعه يفعل ما يريده بقصتي

Pestilini çıkarmasına izin vermeyeceğim, Billy. Seni ezmesine izin vermeyeceğim.
لن ادعه يجزّر بك "بيلي" لن ادعه

Bunun beni etkilemesine izin vermeyeceğim.
لن ادعه أن يأخذ افضل شئ فيني

O zaman yalnız ölmesine izin vermeyeceğim.
حسناً، لن ادعه يموت وحيداً.

Ama eğer gerçekten oysa, kızımla evlenmesine izin vermem.
اذا اكتشفت ذلك ان ادعه يتزوج ابنتي

Hayır, beni rahatsız etmesine izin vermem.
لا لن ادعه يضايقني

Ama bunun olmasına izin veremem.
انه فقط انا لا اقدر ان ادعه يمر

Ailesinin önünde yapmasına izin veremezdim.
لم استطع ان ادعه يتقيا امام عائلته