Thomas Edison bugünün bir yazılım şirketinin atmosferinde çok ama çok rahat olurdu. | TED | توماس اديسون كان ليكون مرتاحاً جداً في جو شركات البرامج اليوم |
Dikkat et, Edison. | Open Subtitles | احترس ,يا اديسون احذر يا اديسون احترس يا اديسون |
Sen Thomas Edison sorusunu bildin ve araba cilası kazandın. | Open Subtitles | أنت أجبت على السؤال توماس اديسون وفاز شمع السيارة. |
Biliyor musun, bu işe sıfırdan başlarken, yanında Addison yoktu. | Open Subtitles | تدري، مو اديسون الي بنت هالمكان معاك من ولا شيء |
Bu arada Sam, Addison konusunda rahatsızlık vermek istemem ama-- | Open Subtitles | انظ سام، أنا آسف.. أنا لااريد ان اضايقك بشأن اديسون |
Addison aramızdakileri öğrendi diye ona her detayı anlatmadın değil mi? | Open Subtitles | ليس لأن اديسون رأتنا مع بعض لم تخبريها,بأي تفاصيل؟ |
Ben Edison muyum? Bunu floresan ışık yapıyor. Bu taş renksiz. | Open Subtitles | هل انا اديسون انه الضوء اللعين المنعكس يجعله اصفر |
Thomas Edison isimli bir Amerikalı'nın pek bilinmeyen bir buluşu. | Open Subtitles | من غير المحتمل فقط عِلْم غير مكتشف مِنْ أمريكي يدعى توماس اديسون |
Edison'un, Bay Tesla'nın üstün alternatif akımına karşı yaptığı karalama kampanyasının bir parçası. | Open Subtitles | هذا جزء من حملة توماس اديسون للتشهير بتيار السيد تيسلا المتردد الأسمى |
Hayır, gerçek değil. Thomas Edison imzalamış. Böyle bir şeyin gerçek olabilme ihtimali var mı sence? | Open Subtitles | لا , انه ليس حقيقي , موقّعة من توماس اديسون هل يبدو هذا حقيقياً لك ؟ |
Bir de Bay Sterling Boston Edison'la toplantıyı saat beşe aldı. | Open Subtitles | والسيد سترلينج غيّر الاجتماع مع بوسطن اديسون للساعه الخامسة |
Thomas Edison ve telefon gibi bir sürü önemli buluş kazara meydana geliyor. | Open Subtitles | الكثير من الاكتشافات العظيمة كانت صدفة مثل توماس اديسون والتلفون |
Mesela, Bayan Edison, hayatını yaşamaktansa başka hayatların yaşadıklarını kaleme almayı tercih ediyor. | Open Subtitles | يمكننا أن نبدء معهم السيدة اديسون هنا ، على سبيل المثال تفضل الكتابة عن مالذي يحدث لأشخاص آخرين |
Commonwealth Edison yetkilileri kesinti sebebinin bu olabileceğini söyledi. | Open Subtitles | الجهات المختصة في شركة اديسون الكربائية قالت بأنه على الارجح سبب الانقطاع الكهربي |
Addison'ın, 14 yaşındaki bir çocuk gibi davranmama sebep olmasını anlamaya çalışıyorum. | Open Subtitles | أنا أحاول فهم ماذا في اديسون تلك التي جعلتني اتصرف كولد عمره14 سنه |
- Başka çocuk istemiyor musun? - Çocuk isteyen Addison. | Open Subtitles | أنت لاتريد مزيد من الاطفال اديسون تريد طفلاً |
Bu arada Sam, Addison konusunda rahatsızlık vermek istemem ama-- | Open Subtitles | انظر سام، أنا آسف، أنا لااريد ان اضايقك بشأن اديسون لكن.. |
Addison, zaten fazla fazla yiyecek almıştın. | Open Subtitles | هوووا اديسون انت جلبتي مسبقا أكثر من كفاية الجميع من الطعام |
Kendimi Dr. Addison Montgomery olarak tanıttığım o ilk anı unutamıyorum. | Open Subtitles | لن انسى ابدا المرةالأولى التي قدمت فيها نفسي بأسم الدكتوره اديسون مونتغمري |
Öyle ama Addison, ben El Salvador'da çalıştım. | Open Subtitles | انه خيار سيء انه كذلك . لكن اديسون اناعملت في السلفادور |
Durumun senle hiç alakası yok Addison. | Open Subtitles | عن أمرأة تترك طفلها لن تكوني المسؤولة . اديسون |