"ارتدى" - Traduction Arabe en Turc

• giy
• giyin
• tak
• giydi
• giyip
• giyiyorum
• giymiş
• takıyordu
• giyiyor
• giyen
• giydim
• takmış
• takardı
• giyiyordu
• taktı

- Size gerçeği anlattım. - O halde montu giy.
لقد قلت لك الحقيقة اذن,ارتدى المعطف الآن

Dixon, onun yapısındasın. Şapkayla montu giy.
ديكسون, انت فى نفس بنيانه ارتدى المعطف و القبعة

Alın, bunu giyin. Şapkamı takın.
ارتدى هذا ، واعتمر قبعتي الصغيرة إنهملك.

Lütfen şu salak kaskı kafana tak ben de uyuyabileyim.
من فضلك , ارتدى هذه الخوذه الغبيه حتى يمكننى أن أنام

Geçen hafta arka arkaya 4 gün üzülünce giydiği pantolonu giydi.
انا اعني لقد ارتدى سرواله الحزين لأربعة ايام متتالية الاسبوع الماضي

Dosyalara bir göz at ve yarın en güzel takımını giyip ofisime gel.
القي نظرة على المواصفات وتعالى الى مكتبي غدا و ارتدى افضل بدلة لديك

Korse giyiyorum ama. Sağımı solumu kurcalamanıza gerek yok, değil mi?
يالهي, أنا ارتدى مشد البطن لن تحتاج الى ان تحدق النظر

Aynı zamanda karısını boğazlarken, daha büyük eller mi giymiş?
وهل هو ياترى قد ارتدى يدين بحجم اكبر لخنق زوجته

Ama başka biriyle çalışıyordu. Onu gördüm, kafatası sembollü bir maske takıyordu.
لكنّه كان يعمل من أحد، وقد رأيته ارتدى قناعًا عليه صورة جمجمة

Emniyetteler. Kertenkele Adamlar gelmeden şu üniformayı giy.
لا تقلق بشانهمانهم فى امان ارتدى هذا الزى قبل ان باتى الرجال السحلية

Yemekte daha canlı bir şeyler giy.
ارتدى شيئا اكثر مناسبة للمساء على العشاء

giy ceketini, bizimle geliyorsun. Dışarıda seni bekliyoruz.
ارتدى سترتك وتعال معنا سننتظر فى الخارج.

Şimdi soyunun. Bunları giyin. Hem üstünü hem de altını.
الآن فلنخلع ملابسنا ، ارتدى هذه قمم و قيعان ، بينما أرتب فراشك

Haydi hemen giyin, seni baloya götüreceğim.
اذهبى و ارتدى بعضا من الملابس سأخذك الى الحفله

tak gözlüğü, bin motosiklete havalı havalı...
ارتدى هذه النظارات واركبه الدراجه بطريقه

İki yıldır oğlum aynı ayakkabıyı giydi, çünkü ona yeni bir ayakkabı alamadım.
لسنتين، ابني ارتدى الحذاء ذاته لأنني لم أستطع أن أشتري له حذاءً جديداً

Sonra 12 yaşındayken aldığı paltoyu giyip, düğmelerini iliklemeye çalıştı.
لذا ارتدى المعطف عندما كان في الثانية عشر من عمره، وحاول غلق الأزرار وكان فتى ضخماً وكبيراً فقام بتمزيق الظهر،

Benzin parasını veririm. - Takım giymen gerekiyor. - Zaten giyiyorum.
انا من سيشترى البنزين _ اذا يجب ان ترتدى بدله _ انا ارتدى بالفعل بدله _

Ama katil eldiven giymiş olmalı.
ولكننا نظن ان القاتل ارتدى القفازات، لأننا حتى الآن لم نحصل على أي بصمات.

Birisi Romalı bir general gibi giyinmişti ve eflâtun mavisi peruk takıyordu.
كان يرتدي واحد منهم كجينرال روماني و ارتدى على رأسه شعرا مستعارا ، أرجواني اللون الأزرق

Sürekli aynı giysileri giyiyor olabilirim, ama sen de ne yazık ki kimin nerede ne giydiğini hiç unutmuyorsun.
ربما ارتدى اكثر من زى بالفعل بينما انتى ترتدين نفس الزى دائما يالة من شىء مثير للشفقة

Tüm filmde takım elbise giyen tek adamdı.
هو الرجلُ الوحيد فى الفيلم الذى ارتدى بدلةِ.

Bikinileri dolaptan çıkartmanın tam zamanı. Ben benimkini giydim bile.
يوم رائع للخروج بملابس البحر أعرف لأننى ارتدى ملابسى الأن.

Benim rütbemi takmış ve bana çok benzeyen biri az önce bu müziğin uygun olmadığını söylemedi mi?
حسنا ,هل ارتدى شخصا ما الملابس الرسمى خاصتى ويحاول ان يقوم بحركات كى يقلدنى فقط قلت ان هذا النوع من الموسيقى غير ملائم؟

Eski Hindistan başbakanı astrolojistlere danışır ve şeytandan korunmak için büyülü bir kolye takardı.
لمعلوماتك رئيس وزراء هندي سابق كان يستشير المنجمين والوسطاء الروحيين وقد ارتدى سلسلة سحرية حول عنقه

İkincisi, katil koyu bir palto ve açık renk bir şapka giyiyordu.
ثانيا، القاتل ارتدى معطفا قاتما وقبعة ذات حافة

Pis pis sırıttı ve ehliyetimi alırken eldiven taktı.
و كان متقززاً و ارتدى قفازات عندما كان يأخذ رخصتي