"ازداد" - Traduction Arabe en Turc

    • daha da
        
    • o kadar
        
    • arttı
        
    • artmış
        
    • iyice
        
    • gittikçe daha
        
    • giderek
        
    • daha çok
        
    • artıyordu
        
    • daha fazla
        
    Orman daha da kalabalıklaştıkça, klanın yuvaları daha fazla ilgi istiyor. Open Subtitles كلما ازداد ازدحام الغابة كلما ازدادت الحاجة للمراقبة المستمرة لأعشاش القبيلة
    Değişmeyeceğime söz verdim, ama gittikçe daha da kötüleştiğimi hissediyorum. Open Subtitles لقد وعدت بأن لا اتغير لكني أشعر بأنني ازداد سوءاً
    Yanınıza ne kadar çok insan yaklaşırsa enfeksiyon riski o kadar artar. Open Subtitles انا اسف كلما ازداد عدد الناس الذين تتعرضين لهم تزداد فرصة العدوى
    Ne kadar spor yaparsanız hipokampüs ve prefrontal korteksiniz o kadar büyük ve güçlü olacaktır. TED فكلّما تدرّبت أكثر، ازداد حجم وقوّة الحُصين والقشرة الجبهيّة لديك.
    Ve 2005 ila 2015 yılları arasında eroinden ölüm sayıları dört kat arttı. TED وبين عامي 2002 و 2015، ازداد عدد الموتى من تعاطي الهيرويين بستة أضعاف.
    İltihap çok acı verici olmuş olmalı ve acı zamanla artmış. Open Subtitles لا بد أن الإلتهاب كان مؤلماً جداً و الألم ازداد مع مرور الوقت حتماً
    Hava soğudukça, o keçi sikenler de iyice güneye inecek. Open Subtitles كلما ازداد الطقس برودة كلما استطاع هؤلاء اللعناء ان يتجولوا
    giderek zorlaşıyor mu? Denizlerde balık tükeniyor mu? TED هل ازداد تعقيدا؟ هل اختفت الأسماك في مناطق صيدهم؟
    Hafta sonu daha çok kötüleşti ve bu sabah tekrar doktora gittim. Open Subtitles لقد ازداد الأمر سوءًا في نهاية الأسبوع وقد عُدت للطبيب هذا الصباح
    Onu haftalar boyu bağlı tuttular, acı artıyordu ve onu sessiz tutmak için ona ilaç verip durdular. Open Subtitles لقد قاموا بتقيديها لعدة أسابيع و ازداد الألم و لكي يبوقها صامتة أعطوها جرعة كبيرة من المخدرات
    1990'larda Afrika'daki insanlar daha da fakirleşti. TED ازداد الناس فقراً في أفريقيا في التسعينات
    Sağa gittikçe gelir eşitsizliği daha da büyüyor. TED وكلما ذهبت إلى جهة اليمين ازداد عدم التساوي.
    Bu araştırmalardan biliyoruz ki sosyal medyayı ne kadar sık kullanırsan kendini yalnız ve itilmiş hissetme olasılığın o kadar artıyor. TED وكما نعلم من الأبحاث أنه كلما ازداد استخدام وسائل التواصل الاجتماعي، ستكون أكثر إحتمالاً أن تشعر بالوحدة والعزلة.
    Yaptıklarını ne kadar insan duyarsa, o kadar iyi -- buradaki herkes için. TED كلما ازداد عدد الناس الذين يستمعون لك، كان ذلك أفضل-- لكل شخص هنا.
    Reçeteler konusundaki inceleme arttı, bu iyi bir şeydi ancak satışları düşürdü. TED ازداد التدقيق حول الوصفات الطبية، وهو أمر جيد، لكنه أدّى لانخفاض المبيعات.
    Geçtiğimiz son 25 yıl boyunca enerji üretimi yaklaşık %50 arttı. TED استعمال الطاقة في 25 سنة الماضية ازداد ب 50 بالمئة.
    Kay'ı kontrol etmesini söyledim o da doktorlar konuşurken duymuş. Kay'ın beyin faaliyetleri artmış. Open Subtitles وقال إنه سمع الطبيب يقول أن نشاطها الدماغي ازداد
    Mide bulantısı iyice arttı. İkimiz de çok zorlanıyoruz. Open Subtitles لقد ساءت حالها لقد ازداد الأمور صعوبةً علينا
    - Gittikçe daha da kötüleşti. - Onu durduramaz mısın? Open Subtitles بآخر شهر ازداد سوءً - هل يمكنكٍ إيقافه ؟

    Les mots et expressions les plus fréquents

    Arabe-Turc: 10k, 20k, plus | Turc-Arabe: 10k, 20k, plus