Bir yangın resmine tepki olarak insanların yanaklarındaki kızarıklıktan vücut ısılarının arttığını görebiliyoruz. | TED | باستطاعتنا أن نرى إذا كان الناس يطلقون حرارة من خدودهم استجابة لصورة اللهب. |
Bu notayı çalıp hareketleri 250 kez büyüttüğümüzde bardağın sese tepki olarak nasıl titrediğini ve çınladığını açıkça görebiliriz. | TED | وعندما نعزف النوتة ونكبر الحركات 250 مرة، نستطيع بوضوح تاماً أن نرى كيف يتذبذب الكأس والصدى في استجابة للصوت. |
cevap karmaşık ve beyne bir şey çarptığında beynin verdiği tepkiye bağlı. | TED | الجواب معقد، ويكمن الجواب في كيفية استجابة الدماغ عند إصابته بأي شيء. |
...ama bir sebepten dolayı vücudunun içinde, bağışıklık sisteminden cevap yok. | Open Subtitles | لكن لبعض الأسباب داخل جسدها لا توجد أي استجابة مناعية البتة |
EMG ile kas ve sinirlerin elektrik sinyallerine nasıl yanıt verdiğine baktık. | Open Subtitles | و أجرينا أيضاً مخطط للعضلات لملاحظة استجابة العضلات و الأعصاب للنبضات الكهربائية |
EM: Elektrikli bir arabanın tasarımında, arabanın tepkisi gerçekten önemlidir. | TED | إيلون: عند صنع سيارة كهربائية، تكون استجابة السيارة مذهلة. |
Sonra, arkasını dönecek böylece pozitif tepki ifade eden araştırmacı izliyor. | TED | بعد ذلك، تستدير حتى يشاهدها المجرب الذي أعرب عن استجابة ايجابية. |
Sağlıkçılar yolda onları hayata döndürmüşler ancak her ikisinden de bilinçli tepki alamıyoruz. | Open Subtitles | قام المسعفون بإنعاشهما فيطريقهمإلىهنا , لكن لا يوجد أيّة استجابة إدراكية من كليهما |
"Ulysses kullandığı iki seferde de tutarlı orgazmik tepki verdi." | Open Subtitles | كلا المرتين , كانت لديها استجابة للنشوة ثابتة مع اليوليسيس |
Oradaki hayvanların başına gelen bu felakete karşı verilen bu olağanüstü gönüllü tepki mesleğimiz gereği orada bulunan bir kaçımız için son derece dokunaklı ve hayranlık uyandırıcıydı. | TED | فكان أمام العدد القليل من الخبراء استجابة واسعة من المتطوعين لهذه الأزمة مما كان ملهمًا ومشجعًا لنا |
Nasıl geliştiği ve insanların ona nasıl tepki verdiği üzerine. | TED | و سيكون عن التفكيرعن كيفية تطور المرض و كيفية استجابة الناس له |
Başka bir risk var ve bu varolan riske daha az tepki veriyorlar. | TED | كما توجد هناك خطورة أخرى و هم أقل استجابة لهذا الخطر القائم |
Hatırlayabildiğim kadarıyla yazdığım ilk şiir mısraları kendimden nefret etmemi isteyen dünyaya bir cevap niteliğindeydi. | TED | أحد الأسطر الأولى من الشعر التي كتبته كان استجابة لعالم طلب مني أن أكره نفسي. |
Fakat bunun yanında, çok iyi bir şekilde cevap verecek bir sistem inşa edebiliriz. | TED | لكن في الواقع، يمكننا بناء نظام استجابة جيد للغاية. |
cevap olarak mühendislerin çılgınca bir fikri vardı. | TED | استجابة لذلك تولدت لدى المهندسين فكرة جامحة. |
Bana muhafızların cevap vermelerinin beş dakikayı aldığını ve geldiklerinde adamın kendinde olmadığını söyledi. | TED | وأخبرني أن استجابة الحراس استغرقت خمس دقائق، ولما أتوا، كان الرجل فاقدًا للوعي. |
Mektubu göndermeden önce, kendimi her türlü olumsuz cevaba hazırlamıştım veya en olası senaryo hiç cevap gelmemesiydi. | TED | قبل إرسال الرسالة، هيّأت نفسي لكل أنواع الردود السلبية، أو ما وجدته الأكثر احتمالًا: لا استجابة على الإطلاق. |
Eğer sıcağa karşı bir yanıt hissedersen, vasküler bir probleme işaret edebilir. | Open Subtitles | إن شعرت بأي استجابة للسخونة يمكن أن يشير هذا إلى مشكلة وعائية |
Tipik bir stres tepkisi olarak kalp atışlarınız hızlanır kan damarlarınız bu şekilde daralır. | TED | ففي استجابة عادية للضغط، فإن معدل ضربات قلبكم ترتفع، وتنقبض أوعيتكم الدموية بهذا الشكل. |
Zor seçimler de bu karşılık mantıklı bir karşılık, ama bize gösterilen gerekçeler tarafından dikte ettirilmiyor. | TED | هذه الاستجابة في الخيارات الصعبة هي استجابة عقلانية، ولكنها ليست مفروضة بالأسباب المعطاة لنا. |
Stres, potansiyel bir tehlikeye karşı verilen biyolojik bir tepkidir. | TED | التوتر استجابة بيولوجية عامة لخطر محتمل. |
Eğer bu kilo kaybı uzun süren bir kıtlıktan dolayı olsaydı, beynin bu cevabı akıllıca olabilirdi. | TED | إذا كان انقاص الوزن هذا بسبب مجاعة طويلة، فستكون هذه استجابة معقولة. |
Örneğin aşılar, bağışıklık sisteminizi stimüle ederek çalışırlar, bir patojene karşı güçlü bir tepkime elde etmek için. | TED | على سبيل المثال، تعمل اللقاحات بواسطة تنشيط جهازك المناعي لتوليد استجابة قوية ضد مُسَبِب المرض. |
Şu an olan olaylara duygusal tepkiler vermeden. | TED | لكن دون أية استجابة عاطفية لما يحدث. |
Gözbebeğinde büyüme yok, acıya tepkisiz beyin açıkta ve beyin aktivitesine dair bir kanıt yok. | Open Subtitles | لا استجابة في الحدقة، لا استجابة للألم، الدماغ مرئي، لا دليل على فعالية دماغية. |
Hormonal ve metabolik değişiklikler çok yemeye vücudun tepkisini azaltır. | TED | التغيرات الهرمونية والأيضية تقلل استجابة الجسم للإفراط في تناول الطعام. |
Olgun kadınlar, cinsel karşılığı kocalarıyla vajinal ilişki sırasında alıyor. | Open Subtitles | وتكون استجابة المرأة الناضجة جنسياً استجابة مهبلية داخلية مع أزواجهن. |