onemli bir is cikti ve yemege eve gelemeyecegim. Fena. | Open Subtitles | شيء استجد في العمل و لن أعود للبيت على العشاء |
Tatlım, önemli bir şeyin zamanı geldin. Yapman gereken bir şey var. | Open Subtitles | هناك أمر هام استجد يا عزيزى هناك شيئ يجب عليك فعله |
Şey, bir işim çıktı. Acil bir durum sayılır. Gelemeyeceğim. | Open Subtitles | هناك شيء استجد حالة طارئة لا يمكنني الحضور |
bir şey olursa istediğiniz zaman beni arayabilirsiniz. | Open Subtitles | لا تتردوا بالاتصال بي فيما لو استجد شيء ما |
Mahkumlar hakkinda bir gelisme olursa, haber ver. | Open Subtitles | أعلمني إذا استجد شيء عن المدانين |
Hey, Yoon Sung! Çabuk buraya gel. Nana'yla ilgili bir durum var. | Open Subtitles | يون سونق، تعال إلى هنا بسرعة، لقد استجد أمر طارئ |
- Boş ver onu. bir şey çıktı. Hollywood, Wilcox Sokağı'ndaki bir rahibin evine gitmen gerek. | Open Subtitles | لقد استجد شيء ما، أريدك أن تذهبي لمنزل أحد القساوسة |
Rahatsız ettiğim için üzgünüm ama bir şey oldu. | Open Subtitles | روجر. اكره ان ازعجك ولكن شيئا قد استجد |
Ama yeni bir şey çıkarsa size bildiririm. | Open Subtitles | لكن لو استجد أمر سأقوم بإبلاغك |
Soruşturmada bir gelişme var mı diye sordu. | Open Subtitles | اراد ان يعرف اذا ما استجد شئ فى التحقيق |
Teşekkürler Bayan Cordell. bir şey çıkarsa sizi ararım. | Open Subtitles | شكراَ سيدة " كورديل " سأتصل بك لو استجد شيء |
Biliyorum, bir şey oldu da, onu halletmem gerekti. | Open Subtitles | أعلم، أمرٌ ما استجد واضطررت للاعتناء به |
bir şey öğrenirseniz lütfen haber verin. | Open Subtitles | إذا استجد شيئاً ما فرجاءً دعني أعرف |
bir şeyler var mı bir bakın. - Tamamdır. | Open Subtitles | انظروا إن استجد شيء نعمل على ذلك |
bir şey çıkarsa bana söylersin değil mi? | Open Subtitles | سوف تخبريني لو استجد شيء صحيح ؟ |
Pekala, birşey olursa haberdar edersin. | Open Subtitles | حسناً، إطلعوني إن استجد أي شيء |
Sorulacak başka bir şey olursa sana haber veririz. | Open Subtitles | في حال استجد لنا شيء فسنسألك عنه. |
bir şey olursa arayabilirsin. | Open Subtitles | اتصل بي على هاتفي الخلوي إن استجد شيء |