Çanakkale Boğazı'nın güney girişindeki konumu onu hem savunma hem de ticaret için güçlü bir stratejik nokta kılardı. | TED | ولكان موقعها على المدخل الجنوبي لمضيق الدردنيل موقعًا استراتيجيًا مميزًا للدفاع والتجارة. |
Eski binamızın stratejik olarak saldırıya açık olduğu bildirildi. | Open Subtitles | أُعلنت البناية القديمة ضعيفة استراتيجيًا |
Eski bina, "stratejik olarak tehlikeli" olarak ilan edildi. | Open Subtitles | أُعلنت البناية القديمة ضعيفة استراتيجيًا |
Bir stratejik olmasa bile politik bir kazanç olacak. | Open Subtitles | ستكون شأنا سياسيًا إن لم تكن مكسبًا استراتيجيًا |
- stratejik konum ihtimalinden dolayı. | Open Subtitles | -من المحتمل أن يكون موقعًا عسكريًا استراتيجيًا |
Pentagon buna "stratejik geri çekilme" diyor. | Open Subtitles | يفضل (البنتاغون) أن يسمي هذا "انسحابًا استراتيجيًا" |
stratejik davranmalıyım. | Open Subtitles | يجب أن أكون استراتيجيًا |