O benim işim. Dava sona erdiğinde, geri alabilirsin. | Open Subtitles | هذه وظيفتي عندما تنتهي القضية يمكنك استرداده |
İlaçta para var. Hastalar geri geldikçe para kazanıyorlar. | Open Subtitles | المال في الدواء هكذا يدفع لك مرتبك ويتم استرداده |
Böyle yaşamak zorunda değilsin. Kocamın tek bir emriyle senden alınan her şey geri verilebilir. | Open Subtitles | لا ينبغي أن تعيش بهذه الطريقة، كل ما أُخذ منك يمكنك استرداده |
İçindeki için. Onu geri alman hayatta kalmanı sağlamamız için tek kozumuz olabilir. | Open Subtitles | بسبب ما كان يحويه، ورُبّما يكون استرداده هو النّفوذ الوحيد الذي نملكه لنُبقيكَ على قيد الحياة. |
Julian, maalesef bana ait olan birisi yönünü senin bu iğrenç şehrine çevirmiş ve ben de onu geri istiyorum. | Open Subtitles | جوليان , لسوء الحظ شيء يخصني قد وجد طريقه لداخل مدينتكَ التعيسة وأريد استرداده |
Onu geri alıp, aile haricinden birisini ya da bir şeyi kilit altına almalıyız. Neden Tristan'a ziyarete gidip ona çok kibar bir şekilde sormuyoruz? | Open Subtitles | علينا استرداده وحبس مخلوق آخر به، أيّ مخلوق سوى أسرتي. |
Çok fazla şey biliyor. Onu geri istiyorlar. | Open Subtitles | إنّه يلمّ بأشياءٍ كثيرة يريدون استرداده |
- geri de alabilirim. | Open Subtitles | واستطيع استرداده, أنا النجم هنا. |
Şerefimi benden aldılar ve geri istiyorum. | Open Subtitles | لقد سرقوا شرفي وأريد استرداده. |
İçeride geri gelmesini istediğim bir şey var. | Open Subtitles | الآن هناك شيء في الداخل أريد استرداده |
Banka bu evi bize nasıl sattıysa aynı şekilde geri almak zorundaydı. | Open Subtitles | باعه البنك لنا وكان على البنك استرداده |
Benim şehri terk etmeden hemen önce sana sattığım şeyi geri almam lazım. | Open Subtitles | - أحتاج إلى ذلك الغرض الذي بعتك إياه قبل مغادرتي البلدة مباشرة أريد استرداده |
Yine çalıp başka bir isyancı aptala geri satabilecekken neden bir kez satayım ki? | Open Subtitles | -لمَ أبيع سلاحًا نوويًا مرّة بينما بوسعي استرداده سرقةً وبيعه لمتمرّد لعين آخر؟ |
Kasıtlı olsun olmasın, ...Raja en değer verdiğim şeyi elimden almıştı. Ve ben bunu geri almakta kararlıydım. | Open Subtitles | "عن قصد أو دونه، سرق (راجا) كلّ ما يهمّني وكنتُ عازماً على استرداده" |
geri isteyebileceğini düşündüm. | Open Subtitles | اعتقدت انك تريد استرداده |
O bizim geleceğimizi çaldı Bayan Lance. Onu geri istiyoruz. | Open Subtitles | لقد سرق مستقبلنا يا آنسة (لانس)، وإنّنا نريد استرداده. |
Daha sonra geri vereceğim. | Open Subtitles | هل هو لك يمكنك استرداده مجددا |
Onu geri almalıyız. | Open Subtitles | يجب علينا استرداده. |
geri almak da yalnızca benim isteğimle olabilir. | Open Subtitles | استرداده أيضًا خياري. |
- Legion Rip'e her ne yaptıysa onu geri almalıyız. | Open Subtitles | أيًّا يكُن ما فعله الفيلق بـ (ريب)، فعلينا استرداده. |