Onların hepsine sahip olabilmek için her şeyi yapmaya hazır mısın? | Open Subtitles | هل أنت على استعداد للقيام بكل ما يلزم لتحظي بكل ذلك؟ |
-Bunu yapmaya hazır olduğuna emin misin? | Open Subtitles | ، انت متأكد من أنك على استعداد للقيام بذلك؟ |
Senin aksine, alışması için her şeyi yapmaya hazırım. | Open Subtitles | على خلافك، أنا على استعداد للقيام بكل ما يتطلبه الأمر لتكون كذلك |
O deli, havada zıplamayı yapmaya hazırım. | Open Subtitles | أنا على استعداد للقيام بذلك مجنون، شيء ثاب. |
Sen benden insanların asla yapmaya razı olmayacağı şeyleri yaptırmamı istiyorsun. | Open Subtitles | تريدني أن أجعل أشخاصاً يقومون بأمور ليسوا على استعداد للقيام بها |
Bunu yapmaya her zaman hazırımdır. | Open Subtitles | أنا دائماً على استعداد للقيام بذلك |
Yapılması gerekeni yapmaya istekli olduğunuzu kanıtladınız, | Open Subtitles | أثبتم أنكم على استعداد للقيام بما يجب القيام به |
Sarışın, seksi ve şöhret için 15 dakikalığına her şeyi yapmaya hazırdı. | Open Subtitles | شقراء ، الساخنة وعلى استعداد للقيام بكل شيء |
Veriliyorsan ona bu fırsatı ver ama gerekeni yapmaya hazır ol veya yan. | Open Subtitles | حسنا، يعطيه فرصة أن إذا كنت لا بد، لكن تكون على استعداد للقيام ما هو ضروري أو حرق. |
Bunu yapmaya hazır mısın? | Open Subtitles | لذلك كنت على استعداد للقيام بذلك؟ |
Bunu yapmaya hazır mısın? | Open Subtitles | هل أنت على استعداد للقيام بذلك؟ |
Bunu yapmaya hazır mısın? | Open Subtitles | هل أنت على استعداد للقيام بذلك؟ |
Üzgünüm, ben bunu yapmaya hazır değilim. | Open Subtitles | آسفة، لست على استعداد للقيام بذلك |
Bunu yapmaya hazır mısın? | Open Subtitles | هل أنت على استعداد للقيام بذلك؟ |
Ve ne olursa, olsun yapmaya hazırım. | Open Subtitles | وأنا حقا -- أنا على استعداد للقيام كل ما يتطلبه الأمر. |
Claire'ye söyle Whele Kulesini geri almak için ne gerekiyorsa yapmaya hazırım. | Open Subtitles | أخبر كلير وأنا على استعداد للقيام بكل ما يلزم للعودة الى برج Whele. |
Ne gerekiyorsa yapmaya hazırım. | Open Subtitles | أنا على استعداد للقيام بكل ما يلزم |
Fakat bu, yapmaya razı olduğum bir fedakarlık. | Open Subtitles | ولكن هذا تضحية على استعداد للقيام به |
her zaman hazırımdır. | Open Subtitles | دائما على استعداد للقيام بذلك. |
Yaklaşmakta olan bir seçim yılı ve ailemin kaderini tamamlamak için bir çeşit zorunluluk hissedeyim diye beni büyükbabamın öldürüldüğü Pearl Harbor'a getirmek de dahil olmak üzere gereken her şeyi yapmaya istekli bir Halkla İlişkiler uzmanına ihtiyacı olan bir politikacı. | Open Subtitles | اقتراب عام الانتخابات, و السياسى الذى يحتاج للعلاقات العامة, الذي على استعداد للقيام كل ما يتطلبه الأمر... |
Ona kahraman demek istemiyorum ama KKR nelerin risk altında olduğunu biliyordu ve çoğu Liberter geçinen kişinin yapmayacağı şeyleri yapmaya hazırdı çünkü bence İpek Yolu'nun ifade ettikleri konusunda ciddiydi. | Open Subtitles | وكان على استعداد للقيام بالأشياء التي معظم الليبراليين ليسوا على استعداد للقيام بها لأنه كان جادا بخصوص أعتقد ما يعنيه طريق الحرير |