onun gerçekte neler olabileceğini tamamen anlamak benim yalnızca bir kaç saniyemi aldı. | Open Subtitles | استغرق الأمر فقط ثوان بالنسبة لي لأدرك بالضبط ماذا يجب أن تكون عليه |
Nasıl iyi bir eş olunacağını anlaması biraz zaman aldı. | Open Subtitles | استغرق الأمر وقتا قبل أن تفهم كيف تكون زوجة صالحة |
Hatırlamak 3 aylarını aldı. O kapıyı açmaları ise daha uzun sürdü. | Open Subtitles | لقد استغرق الأمر منى شهرا للتذكر ونفس المدة لفتح هذا الباب اللعين |
Kaçırılmamla ilgisi olan üç kişinin ceza almasını görmem yıllar sürdü fakat bu bir istisnaydı. | TED | استغرق الأمر عدة سنوات لأرى حكما يصدر على ثلاثة ضالعين في عملية إختطافي، ولكن كان هذا هو الإستثناء. |
Global bir zararlı yazılım şirketinin bunu yapması 6 gün sürdü. | TED | استغرق الأمر ستة أيام لنشر حملة عالمية ضد البرمجيات الخبيثة. |
Senden bağlarımı koparmak 12 yılımı aldı. Ve şimdi de bu. | Open Subtitles | استغرق الأمر مني 12 عام لأبتعد عنكِ ، والآن ذلك الأمر |
Tek bir sayfa için bunu uygulamak aşağı yukarı 17 dakika aldı. | TED | استغرق الأمر حوالي 17 دقيقة للقيام بصفحة واحدة. |
Kolonu tasarlamak benim aylarımı aldı, ama sonuçta tüm 16 milyon yüzeyi hesaplamak bilgisayarın 30 saniyesini aldı. | TED | استغرق الأمر مني عدة أشهر لتصميم العمود، ولكن في نهاية المطاف يستغرق الحاسوب حوالي 30 ثانية لحساب كل من 16 مليون وجه. |
Birçok insanın beş yılını aldı, tamam mı? | TED | لقد استغرق الأمر خمس سنوات و الكثير من الناس، حسناً؟ |
Bu parlak ışıkların sadece olası avcılara karşı korunmak için değil aynı zamanda olası eşleri çekmek için kullanılan usta bir iletişim aracına dönüşmesi milyonlarca yıl aldı. | TED | استغرق الأمر ملايين السنين قبل أن تتطور تلك الأضواء البراقة إلى أداة تواصل ذكية التي يمكن استخدامها ليس فقط لإبعاد المفترسين المحتملين بل أيضًا لجلب القرناء المحتملين. |
O kart destesinin üçte birini bu şekilde gözden geçirmem kırk beş dakikamı aldı. | TED | استغرق الأمر 45 دقيقة للنزول بوصة لأسفل داخل هذه الكومة من البطاقات |
Tam olarak iyileşmek sekiz yılımı aldı. | TED | لقد استغرق الأمر مني ثمان سنوات لكي أشفى تماماً |
Tüm faaliyetlere usulüne göre son vermek ve herkese şirket içinde yeni işler bulmak aylar sürdü. | TED | استغرق الأمر عدة أشهر لوضع كل الأنشطة على نهاية راسخة وإيجاد وظائف جديدة في الشركة للجميع. |
Aakash, Hintli bir dövüşçüyü dövüştürmek neden üç yıl sürdü? | Open Subtitles | أكاش . لماذا استغرق الأمر 3 سنوات لتطلب من ملاكم هندي المشاركة ؟ |
Bunu bize söylemen niye iki hafta sürdü, Sally? | Open Subtitles | لماذا استغرق الأمر إسبوعين لتخبرينا بذلك؟ |
Dünya'nın yaralarını sarması milyonlarca yıl sürdü, ve iyileştiğinde, devasa dinozorlar gitmişti, asla geri dönmemek üzere. | Open Subtitles | استغرق الأمر ملايين السنين لتسترد الأرض عافيتها وعندما فعلت كانت الديناصورات قد ذهبت , إلى غير رجعة |
Bu planı yapmak mı bütün gece sürdü? | Open Subtitles | نجاح باهر. استغرق الأمر لك كل ليلة من أجل التوصل إلى تلك الخطة؟ |
Beklediğimden uzun sürdü. Büyü olmadığı için. | Open Subtitles | لقد استغرق الأمر أطول مما كنت آمل بدون سحر |
Saldırıdan sonra öldüğünü duymamız birkaç gün almıştı. | Open Subtitles | بعد الهجوم، استغرق الأمر بضعة أيام حتى سمعنا بأنّه قُتِل |
O yüzden, tipik Fransız tarzıyla, bize haber vermeleri bir ay sürmüş. | Open Subtitles | لهذا استغرق الأمر من الفرنسيين شهرا كاملا كي يخبرونا حسنا.. |
Peki ya onu yakalaman üç günden uzun sürerse? | Open Subtitles | نعم ؟ ماذا لو استغرق الأمر أكثر من ثلاثة أيام للإمساك به ؟ |