AK: Kullanmaya alışmam yaklaşık üç yada dört saat kadar sürdü. | TED | أ.ك. : استغرق ذلك حوالى ثلاث إلى أربع ساعات لتدريب الذراع. |
Birkaç sene sürdü ve çok çaba harcamam gerekti. | Open Subtitles | لقد استغرق ذلك عدة سنوات و بذلت فيه جهدا كبيرا |
-15 yıl sürdü VP olmam. -Eğer şimdi geri çekilirsem çalıştığım herşeyden olurum. | Open Subtitles | لا لقد استغرق ذلك خمسة عشر عاماً لكي أصل إلى هنا |
Bunun üstesinden gelebilmem daha uzun sürdü. | Open Subtitles | و قد استغرق ذلك منى وقتاً أطول لأتعامل مع ذلك |
Ve tabii ki oldukça zamanımı aldı bu iş ve neredeyse 40 yaşıma geldim. ve kendi kendime dedim ki zamanı geldi sanatçı olabilirim. | TED | استغرق ذلك زمنا، وقاربت على الأربعين وقررت أن الوقت حان لأبدأ طريقي كفنانة |
Bana silahını ver. Uzun sürdü. | Open Subtitles | فقط أعطني مسدسك لقد استغرق ذلك وقتا طويلا |
Bu üç buçuk ay sürdü. | TED | لقد استغرق ذلك ثلاثة أشهر ونصف. |
1977'de, üç matematikçi Scientific American okuyucuları ile 129 basamaklı bir sayıyı çarpanlarına ayırma konusunda iddialaştı. 100'lerce insanın cevabı bulması 17 yıl sürdü. | Open Subtitles | في العام 1977 قام ثلاثة علماء رياضيين بتحدي قراء المجلة العلمية الأمريكية بتحليل عدد مكون من 129 رقماً وقد استغرق ذلك المئات من الناس و 17 عاما لتنفيذه |
Biraz uzun sürdü. | Open Subtitles | لقد استغرق ذلك وقت طويل مني لأكون صادقا |
Bu ne kadar sürdü şerif? | Open Subtitles | كم من الوقت استغرق ذلك ياعمدة؟ |
Anlaman yeterince uzun sürdü. Kör olacağını sanmıştım. | Open Subtitles | لقد استغرق ذلك كثيرا منك لتدركه كنتخائفاانكتفقدبصرك ! |
- Bu ne kadar sürdü? | Open Subtitles | ـ وكم من الوقت استغرق ذلك ؟ |
Altı ay sürdü demek, Phil? | Open Subtitles | اذا قد استغرق ذلك ستة شهور معك يا (فيل) ؟ |
- Hayır. Birkaç saniye sürdü. | Open Subtitles | استغرق ذلك عدة ثوان |
Bir saatten daha az sürdü. | Open Subtitles | فقد استغرق ذلك أقل من ساعة |
Ne kadar sürdü? | Open Subtitles | كم استغرق ذلك الأمر ؟ |
- Bu ne kadar sürdü? | Open Subtitles | -وكم استغرق ذلك |
Bu iş sekiz yılımızı aldı ve bundan gurur duyuyorum. Çünkü bu hurdaların hepsinin burada, Güney Amerika’da geri dönüşümünü sağladık. | TED | استغرق ذلك 8 سنوات، وأنا فخور جداً بذلك لأننا قمنا بإعادة تصنيعها كلها هنا في أمريكا الجنوبية. |
Epey zamanımı aldı, nereden baksan 40-45 dakikamı. | Open Subtitles | استغرق ذلك منّي الوقت الكثير، خمسٌ وأربعون دقيقة مفيدة. |