Ama enerji politikaları daha fazla fosil yakıt bulunmasına odaklanmaya devam etti. | TED | لكن سياسات الطاقة استمرت في التركيز على إيجاد المزيد من الوقود الأحفوري. |
köpeğim ısrarla çekmeye devam etti ve o da ne, alanın sonu nehirdi. | TED | لكن كلبتي استمرت في سحبي وأصابتني الدهشة، ففي نهاية هذه الأشياء يوجد النهر |
Ama liste büyümeye devam etti milyonlarca ve bugüne kadar milyarlarca oldu. | TED | ولكن القائمة استمرت في النمو الى ملايين و بلايين حتى اليوم |
Christa, Robby ile vakit geçirmeye devam etti, ve ben daha çok kıskanç olmaya, daha muhtaç, ve daha güvensiz olmaya başladım. | Open Subtitles | كريستا استمرت , في قضاء الوقت مع روبي وانا فقط بدأت اشعر بمزيد ومزيد من الغيرة مزيد ومزيد من الحاجة |
Ama Shane Lou'yu göğsünden vurmasına rağmen hareket etmeye devam edince işte o an, Annette'in uzun zaman önce öldüğünü ve çürümüş bir cesedi besleyerek nasıl bir pislik yaptığımı anladım! | Open Subtitles | ولكنها استمرت في التقدم عندها عرفت كم أنا غبياً أن (أنييت) كانت ميتة منذ زمن طويل، وأنني كنت أطعم أرض بور |
Tamam, bana fazlasıyla iyi davranıyor ve bu sabah onunla bunu konuşmaya çalıştım, ama o yorgan dikmeye devam etti. | Open Subtitles | حسنا , وهي في غاية اللطف معي وقد حاولت محادثتها عن هذا في الصباح لكنها استمرت في خياطة الألحفة |
Ona Arapça dur diye bağırdım. O gelmeye devam etti. | Open Subtitles | صرخت فيها بالعربيه ان تتوقف لكنها استمرت في التقدم. |
Ateşe devam etti. | Open Subtitles | لقد استمرت في إطلاق النار قتلت الذكر رقم اثنان |
Böylece Green Grounds bitkilendirmeye devam etti, belki 20 bahçe. | TED | ومجموعة Green Grounds استمرت في زراعة ٢٠ حديقة تقريباً. |
ama hemşire kontrol noktalarına devam etti. | TED | لكن الممرضة استمرت في العمل بالقائمة. |
Ancak bakteriler, tek tek bakteriler arasında ve hatta türler arasında genetik bilgi paylaşarak direnç kazanmaya ve aktarmaya devam etti. | TED | لكن البكتيريا استمرت في اكتساب المقاومة وتمريرها من خلال مشاركة المعلومات الجينية بين البكتيريا المنفردة وحتى بين الأنواع. |
Takatim kalmasa da teyzem kırbaçlamaya devam etti. | Open Subtitles | وثبت بعيدا لكن عمتي استمرت في ضربي |
Fakat Gardez hakkında bilgiler sızmaya devam etti. | Open Subtitles | لكن المعلومات عن "غارداز" استمرت في الظهور. |
Biederman köpeği bakım merkezine bırakırken Sheila onu bulmak üzere avına devam etti. | Open Subtitles | بينما سعى (بيدرمان) للجوء في مركز الكلاب النهاري شيلا) استمرت في سعيها) للعثور عليه |
- Ve piyano çalmaya devam etti? | Open Subtitles | و هل استمرت في عزف البيانو ؟ |
Dışarıda hayat devam etti. | Open Subtitles | والحياة استمرت في الخارج |
(Kahkaha) Artık bu toplantılara katılmayı bırakırsam sistemin çökeceğini düşündüm (Kahkaha) ama ailem toplantılara devam etti ve sıklıkla benim hoşlanmadığım kararlara vardılar. | TED | (ضحك) كنت أظن أنني إن انقطعت عن حضور اللقاءات سوف ينهار النظام. (ضحك) لكن عائلتي استمرت في اللقاء، وكانوا يتخذون قرارات كنت لا أفضلها |
Yalan söylemeye devam etti. | Open Subtitles | - بل استمرت في الكذب |
Ama Shane Lou'yu göğsünden vurmasına rağmen hareket etmeye devam edince işte o an, Annette'in uzun zaman önce öldüğünü ve çürümüş bir cesedi besleyerek nasıl bir pislik yaptığımı anladım! | Open Subtitles | ولكنها استمرت في التقدم عندها عرفت كم أنا غبياً أن (أنييت) كانت ميتة منذ زمن طويل، وأنني كنت أطعم أرض بور |