Yabanda, maymun bağırsağında yaşayan canlı bir tropik orman hayal edin. | TED | في البرية، تصوروا غابة استوائية خصبة تعيش في أمعاء هذه القردة. |
Fakat primat türlerinin çok büyük çoğunluğu sıcak, tropik ormanlarda yaşarlar. | Open Subtitles | لكن الغالبية العظمى من أنواع الرئيسيات تعيش في غابات استوائية دافئة. |
fakat tropik iklimde yaşadığınızı düşünün. Bir gün kulübenizin dışına çıkıyorsunuz ve evinizin etrafında, yumuşak toprağın üzerinde birkaç ayakizi bırakıyorsunuz | TED | ولكن لنفترض أنّكم تعيشون في منطقة استوائية وفي أحد الأيام، خرجتم من الكوخ وتركتم آثار أقدامٍ في الوحل المحيط بالمنزل |
Her zaman insanlara yılın bu zamanları tropikal yağmurların olduğunu söyledim. | TED | لقد اخبرت الناس بالفعل اننا لدينا امطاراً استوائية هذا العام |
Portekizliler, yaklaşık 500 yıl önce Latin Amerika’ya vardıklarında büyüleyici bu tropikal ormanı buldular. | TED | عندما وصل البرتغاليون الى امريكا اللاتينية قبل 500 عام, عثروا بوضوح على غابة استوائية رائعة. |
Dünyadaki en tropikal ülke, ekvatordaki bir bataklık alan. | TED | انه البلد الأكثر استوائية في العالم. مستنقع على خط الاستواء |
tropik bir adaya 1,300 kilometreyi tereyağlı sıcak süt içmek için uçtum. | Open Subtitles | روجر ، لقد طرت 800 ميل الى جنة استوائية لأشرب لبن ساخن وزبد |
Hayatları boyunca, tropik güneşin altında şu ankinden 4000 kat büyüklüğe erişebilirler. | Open Subtitles | على مدى الحياة تحت شمس استوائية يمكن ان ينمو أكبر ب 4000 مرة من هذا |
Anthea, tropik fırtına de, kasırga değil. | Open Subtitles | توقفى 00أنثيا00، يريدوكِ أن تقولى عاصفة استوائية وليس اعصار |
Lütfen tropik fırtına de. Ne şehir. | Open Subtitles | إذاً من فضلك أن تسميها فقط عاصفة استوائية |
Kim bilir, belki çok para kazanıp bu adadan kurtulup geri kalan hayatınızı tropik bir cennette geçirirsiniz. | Open Subtitles | ومن يعلم؟ ربما يحالفكم الحظ وترحلون عن هذه الجزيرة وتقضون بقية حياتكم في جنة استوائية |
Ama en sevdiğim kombinasyon... tropik sıcaklar ve bir hafta beklemiş patateslerdir. | Open Subtitles | لكن المفضل عندى كان الخلطة الفريدة بطاطس امضت اسبوع تحت درجة حرارة استوائية |
Kadında bir tür tropik enfeksiyon vardı ve baypas sırasında verdiğimiz antibiyotikler onu temizledi. | Open Subtitles | كان لديها عدوي استوائية و قد زالت عندما أعطيناها المضادات الحيوية أثناء الضخ |
Kadında bir tür tropik enfeksiyon vardı ve baypas sırasında verdiğimiz antibiyotikler onu temizledi. | Open Subtitles | كان لديها عدوي استوائية و قد زالت عندما أعطيناها المضادات الحيوية أثناء الضخ |
tropikal ada havasına girebilmen için kaç kadeh içmen gerekiyor? | Open Subtitles | كم كأساً يمكن أن تحتسيها حتى تتحسن حالتك المزاجية وتشعرك وكأنك في جزيرة استوائية ؟ |
Güney pasifikteki tropikal bir adadan geldim | Open Subtitles | لقد أتيت من جزيرة استوائية في جنوب المحيط الهادئ |
Eğer rahatlamak istiyorsan, tropikal adaları ziyaret etmeni öneririm | Open Subtitles | ان كنت تريد ان ترتاح فأنا اقترح عليك الذهاب الى جزيرة استوائية |
1970'lerde bir Panama tropikal ormanında bir araştırma yapıldı ve tembel hayvanların sayıları en fazla büyük hayvan oldukları gösterildi. | TED | هنالك دراسة أجريت فى سبعينيات القرن العشرين في غابة استوائية بنمية وجدت أن حيوانات الكسلان كانت أكثر الحيوانات من حيث العدد |
Kısa süre sonra akıntılar değişecek ve okyanus bir kez daha planktonsuz tropikal mavi bir çöl haline gelecek ve avcılar yer değiştirmek zorunda kalacaklar. | Open Subtitles | عما قريب سوف تتحول التيارات و مرة أخرى، يصبح المحيط صحراء استوائية زرقاء اللون، و خالية من البلانكتون. و بالتالي يتوجب علي المفترسات أن ترحل من جديد. |
Bir tropikal firtina değil ama ... Oh ... | Open Subtitles | انها ليست عاصفة استوائية لكن.. |
tropikal meyvelerin olduğu İngiltere gibi. | Open Subtitles | مثل إنجلترا بها فواكه استوائية |