"اسلاك" - Traduction Arabe en Turc

    • kablo
        
    • tel
        
    • kablolar
        
    • kabloları
        
    • kablosuz
        
    • teller
        
    • kablolama
        
    • kablolarına
        
    Evet, bilgiyi ve hatta gücü kablo kullanmadan iletebilmekten bahsediyorum. Open Subtitles اقصد بذلك بث المعرفه وايضا الطاقه بدون استخدام اسلاك
    Özel olarak inşa edilen bir havuzda, üzerine kablo bağlanmamış küçük bir mekanik botun, mucit tarafından kontrol edildiğini gören muhtemel sponsorlar, şaşkına dönmüştü. Open Subtitles في حوض مياه تم انشاءه خصيصا الداعمين المحتملين له كانوا مندهشين لدي رؤيتهم المخترع الذي يتحكم بحركة قارب صغير بدون اي اسلاك موصوله به
    Dişlerinde tel vardı, hem de gözlüklüydün. Open Subtitles كانت لديك اسلاك على اسنانك ونظارتك وكل شىء
    Çocuğun çenesine tel takmışlar, kısmen sağır olmuş. Open Subtitles و تعين على الفتى تركيب اسلاك لتثبيت فكه , و فقد جزءاً من حاسة السمع
    Hâlâ kablolar duruyor ve işi ağırdan almak istemiyorlar. Open Subtitles ما زال لدي اسلاك علي وهم لا يريدون العبث فيها
    Deneylerinde, ellerindeki lambaları yakmak ya da kabloları eritmek isteyen davetlilerin, vücutları üzerinden binlerce volt elektrik geçirmelerine izin veriyordu. Open Subtitles لإختراعات , كان يسمح لاصدقائه بتمرير آلاف الفولتات من خلال اجسامهم لكي يضيئوا لمبات او يذيبوا اسلاك في ايديهم
    Kafamda imgesini yeterince kurmuş ve enerjinin kablosuz olarak gönderilebileceği ve alınabileceği fikrini benimsemiştim. Open Subtitles كنت بالفعل قد شهدت الكثير مما جعل فكره ان الطاقه يمكن ان تبث وتستقبل تجول في خاطري بدون توصيل اسلاك
    O teller sahte. Asıl mekanizma, içindeki titanyum kutuda. Open Subtitles انها اسلاك زائفة ياحبيبى الالية الحقيقية موجودة فى الداخل
    Tavanın içerisindeki kablo sistemi eskimiş bazı bölgeler çürüyor ve bir su borunuz da mahvolmak üzere. Open Subtitles فبداخل السقف هناك أنابيب اسلاك ومقابض قديمة مناطق من العفن الجاف
    Çekim üzerinde inceleme yaptım ve kablo falan yoktu. Open Subtitles لقد تحققت من تلك المقاطع وتبين بأنه لاتوجد اسلاك أو حبال هل تتدربين عليها...
    Dur bakalım, bunun hiçbir yerinde kablo yok. Open Subtitles أنتظر ، ليس لديه اسلاك او اي شئ.
    Çocuğun sırtını sıvazlayarak çıkıp gitmesine izin verdi hem de bir özür ve kablo dolu bir sırt çantasıyla. Open Subtitles - تَركتْه يَخْرجُ من هنا مَع باعتذار و حقيبة كتب كاملة مع اسلاك
    O, Pasifik boyunca suyun altından... kablo döşeyen bir gemide çalışıyordu. Open Subtitles ...لقد عملَ في سفينة اسلاك يضعُ الأسلاك الكهربائية تحتَ الماء عبر المحيط الهادئ
    Çocuğun çenesine tel takmışlar, kısmen sağır olmuş. Open Subtitles و تعين على الفتى تركيب اسلاك لتثبيت فكه , و فقد جزءاً من حاسة السمع
    Üç batan oldu. Her yerde dikenli tel var. Open Subtitles لقد غرق ثلاث يوجد اسلاك شائكة فى كل مكانٍ
    Kocam beni terkediyor, sonra tekrar geliyor, bakır tel çalmaktan hapishaneye giriyor. Open Subtitles زوجي يتركني ثم يعود يلقي بنفسه في السجن لسرقته اسلاك نحاسية
    Kırmızı kablolar burada, kontrol panelinde. Open Subtitles ستجد اسلاك حمراء ممتده لمركز المراقبه
    Hatta takip kamerasına ait kablolar bile. Open Subtitles حتى من اسلاك كاميرات الامن خاصتنا
    Bozuk elektrik kabloları var ama düzeltecek kimse yok. Open Subtitles اسلاك الكهرباء مقطوعه ولا يوجد احد ليصلحها
    Fakat bu buluşların getirdiği ses, 1890 yılının bir günü elinde kablosuz olarak taşıdığı vakum tüp aydınlandığında, birden sönüvermişti. Open Subtitles لكن كل هذه الاكتشافات بهتت فجأه في يوم من عام 1890 حين أضاءت انبوبه من الغاز الخامل في يده بدون اي اسلاك متصله
    Işıldayan güneş, temiz hava, dikenli teller... Open Subtitles الشمس مشرقة ، هواء منعش ، اسلاك شائكة
    Bütün bu kablolama işi sonuçlanmalı. Open Subtitles كل اسلاك القماش هذه يجب ان تنزع
    Şu koca telefon kablolarına baksana. Siktir, bunların bir tanesinden bile o kadar çok bilezik yapabilirdim ki... Open Subtitles انظري إلى اسلاك الهاتف السميكة هذه استطيع ان اصنع اساور كثيرة جدا

    Les mots et expressions les plus fréquents

    Arabe-Turc: 10k, 20k, plus | Turc-Arabe: 10k, 20k, plus