"اشاعة" - Traduction Arabe en Turc

    • söylenti
        
    • dedikodu
        
    • söylentileri
        
    • dair
        
    • dedikodular
        
    • söylentiydi
        
    Tanrım, bu inanılmaz! Adam senin yaydığın bir söylenti yüzünden istifa etti! Open Subtitles يا الهي,لقد استقال الرجل بسبب اشاعة نشرتها انتِ
    Bu aslı olmayan bir söylenti. Sadece söylenti. Ciddiyim. Open Subtitles انها إشاعه سيئه اشاعة سيئة انا جاد فى هذا
    Tüm o cinayet konuşmaları dedikodu. Bana sorarsan tamamen palavra. Open Subtitles كل ذلك الكلام عن القتل اشاعة, وان سالتني, تلك تفاهة
    Yönetimin mali yükü hafifletmeyi düşündüğü hakkında bir dedikodu duydum. Open Subtitles لقد سمعت اشاعة ان الادارة كانت على وشك تخفيف كاهل مصاريفها
    Lennon ölmeden önce sahne alacakları söylentileri varmış. Open Subtitles كان هناك اشاعة انهم سوف يقيمون حفل هنا قبل موت لينون
    Onun Edo'da olduğuna dair bir söylenti duyduğumuzdan Edo'ya gelmiştik, Open Subtitles حسناً, أتينا إلى إيدو لأنني سمعت اشاعة بأنه موجود في إيدو,
    Orada uçuşan There söylenti Eğer küreler dağınık kim ilgili bir ipucu var ki. Open Subtitles هناك اشاعة تتردد بالأعلى أنك وجدت خيطا يدلك على من عطل قوة الانتقال لديك
    Şey, bir önceki görevimde bir söylenti duymuştum... Open Subtitles لا، لقد سمعت مجرد اشاعة في مهمتي الأخيرة.
    Bir söylenti var... Bu konuda kanıtım yok. Open Subtitles هناك اشاعة لا استطيع ان ائتى بدليل عليها
    Tabii bunlar söylenti. Kimse bir şey kanıtlayamadı. Open Subtitles على أيّ حال , هذه كانت اشاعة لم يستطع أحد اثبات ذلك
    Cesedi kaybettiğinize dair bir söylenti var, ama bence bu çok aptalca bir söylenti. Open Subtitles هناك اشاعة بأنكم اضعتم جثته لكنني أقول ان هذا أمر سخيف
    Bu bir dedikodu değil sadece onlar birbirlerini boynuzlamış benim yaptığım gibi. Open Subtitles لم اقصد هذا هذا غير صحيح على الاطلاق هذه مثل اشاعة الشاذ. كلاهما مزيـــف مثـــلــي.
    Bunlar sadece dedikodu benden duymadın ofisin arkasında yaptıkları için dava edildi. Open Subtitles هذه اشاعة , وانت لم تسمعيها مني كانت لديهم علاقات سابقة قبل سنوات ووصل الامر الى القضاء
    Metroda tesadüfen duyduğu bir dedikodu için simsarını arayacak basit bir tacir değil o. Open Subtitles انه ليس تاجر صغير يتصل بمضارب الأسهم خاصته بسبب اشاعة سمعها في محطة المترو
    Geri dönüşün konusunda dedikodu yaymasaydı herkesin önünde boş boş bakıyor olurdum. - Milletin arasında, nişanlın olarak hem de. - En pahalısından ısmarla. Open Subtitles اذا لم ينشر اشاعة انك عدت انا كنت فقط سأحدق بدهشة امامهم اشترى لة شىء غالى
    3.yıldızın peşine düştüğün hakkında aptalca bir dedikodu duydum. Open Subtitles سمعتُ اشاعة غبيّة أنك تسعى للنجمة الثالثة.
    Lennon ölmeden önce sahne alacakları söylentileri varmış. Open Subtitles كان هناك اشاعة انهم سوف يقيمون حفل هنا قبل موت لينون
    Öyleyse Sul-wha, bütün söylentileri dikkate al. Open Subtitles اذن سول اوها, اكتشفي أي اشاعة.
    Blair sonuçlarına katlanmadan sahte dedikodular yaydı okula şantaj yaptı ve işimi mahvetti. Open Subtitles مثل؟ بلير نشرت اشاعة خاطئة, ابتزت المدرسة تخريب عملي بدون اي رد فعل
    O sadece bir söylentiydi! Ona söylemedin, değil mi? ! Open Subtitles لقد كانت مجرد اشاعة ا انت اخبرته؟

    Les mots et expressions les plus fréquents

    Arabe-Turc: 10k, 20k, plus | Turc-Arabe: 10k, 20k, plus