Yıllardır seni görmeye geliyorum ne hissettiğimi anlamak için. | Open Subtitles | لقد اتيت لسنوات كي اراك لاحاول ان افهم ما اشعر به |
Gittiğin süre boyunca ne hissettiğimi bir anda anladım. | Open Subtitles | أدركت فجأة بما كنت اشعر به طوال فترة غيابك |
Tanrım, harika. Onca araştırmadan sonra evde hissettiğim boşluk gitti. | Open Subtitles | ياالهي،كل ذلك البحث والفراغ الذي كنت اشعر به في المنزل ،لقد ذهب عني |
Ben sadece hissettiğim şeylerin geçip geçmeyeceğini anlamaya çalışıyorum. | Open Subtitles | انا احاول ان اكتشف ان كان هذا الشعور الذي اشعر به سيتوقف |
Bedenin benimle konuşuyor, harekete susamış, bunu hissedebiliyorum. | Open Subtitles | جسدك يتكلم معى. انه يحتاج للمغامرة. استطيع ان اشعر به. |
Seninle tanıştığım günden beri böyle hissediyorum. Tek sebep sen değilsin. | Open Subtitles | منذ اليوم الذي تقابلنا فيه اعني هذا بالزبط ما اشعر به |
- Angel, bununla savaşabilirsin. - Savaşma, onu Hisset. | Open Subtitles | يمكنك مقاومة هذا لا تقاومه، اشعر به |
Nasıl hissettiğimi söyledim ve bir süredir böyle hissettiğimi ve de sürerken harika olduğunu ama işte biliyorsunuz. | Open Subtitles | واخبرته عن ما كنت اشعر به في بعض الاوقات وسيكون من الجيد ان ننهي هذا لكن , كما تعلمون |
Şu an ne hissettiğimi iyi biliyorsundur. | Open Subtitles | بالله عليك، يجب علك ان تكون على دراية بما اشعر به الآن |
Ne hissettiğimi ya da ne düşündüğümü umursamadan! | Open Subtitles | - نعم/ بعني ! بدون الاهتمام بما اشعر به ماافكر به، او من انا |
Okulda kendini hissettiğim kadar, evde de güçsüz hissetmek istemiyorum. | Open Subtitles | انا لا اريد ان اشعر بالعجز في منزلي كما اشعر به بالمدرسة. |
Ama benim tüm hissettiğim iki arada bir derede kalmaktan bitap düşmüş bir erkeğin hisleri. | Open Subtitles | لكن كل ما اشعر به هو شعور رجل في غاية الضياع |
O ve bu doku bozulmaları ve hissettiğim yorgunluk ve devamlı öksürük. | Open Subtitles | والتعب الذي كنت اشعر به والكحَّة المُستمرة |
Bedenin benimle konuşuyor, harekete susamış, bunu hissedebiliyorum. | Open Subtitles | جسدك يتكلم معى. انه يحتاج للمغامرة. استطيع ان اشعر به. |
Ayrıntıları bilmiyorum fakat geldiğini hissedebiliyorum. | Open Subtitles | لا اعرف بالتحديد بعد لكنني اشعر به قادماً |
Burada kimse yokken, bomboşken onu burada benimle birlikte hissedebiliyorum. | Open Subtitles | عندما لايكون احد هنا .. عندما تكون خالية استطيع ان اشعر به هنا معي |
Bunu hissediyorum. Sadece ölümü hissediyorum. | Open Subtitles | اشعر به, الشعور الوحيد الذي احس به هو الموت |
Şu an kendimi ne kadar kirlenmiş hissediyorum biliyor musun? | Open Subtitles | هل لديك أي فكرة عن مدى الإذلال الذي اشعر به الآن .. ؟ |
Burası mezar gibi sessizdir, onun için de kendimi evimde hissediyorum. | Open Subtitles | هادئ كالقبر ولهذا, ربما هذا ما اشعر به فى البيت. |
Düşünme baba. Hisset! | Open Subtitles | -لا تعتقد يا أبى، اشعر به |
Evet, hissediyoum, tamam mı? Burada bunun üzerinde çalışıyorum. | Open Subtitles | نعم , مازلت اشعر به انا اعمل عليه الآن |
Hareket etmek canımı acıtıyordu. Aynı, şu an hissettiklerim gibi. | Open Subtitles | إنه صعب جداً أن اتحرك وهذا ما اشعر به الآن |
Ama hissettiklerimi ve bulunduğum noktayı söylemek zorundaydım. | Open Subtitles | , تفكيرنا في العلاقات مختلف لكن كان عليّ أن اخبرك بما اشعر به و أين كنت |
Sonsuza dek hissettiklerimden kaçamam. | Open Subtitles | لا استطيع ان اواصل الهروب مما اشعر به |