Eminim ki düşünmeniz gereken bir sürü şey vardır. | Open Subtitles | أنا واثق بأن لديكم اشياء كثيره تفكرون بها |
İlk aşk acımdan bir sürü şey öğrendim. | Open Subtitles | لقد تعلمت اشياء كثيره من اول إنفطار لقلبي |
- Schmidt ile Abby deli. Onlar bir sürü şey yapıyor. | Open Subtitles | شميدت وآبي مجانين, انهم يفعلون اشياء كثيره |
Tatlım, Ben benim hoşlanmadığım fakat babanın hoşuna giden... bir çok şeyi yaparım. | Open Subtitles | عزيزتي هناك اشياء كثيره افعلها لإسعاد ابيك مع اني لا احبها |
Senin sayende pek çok şeyi ilk defa yaptım. | Open Subtitles | انني اعمل اشياء كثيره لاول مره بسببك |
Bana koşum takıldığında birçok şey gördüm ve duydum. | Open Subtitles | حينما كنت في اللجام سمعت ورأيت اشياء كثيره |
Mailimizde, eşimle beraber birçok şey yazdık. | Open Subtitles | -نحن نأخذها بجديه أنظري، في رسالتنا الإلكترونيه أنا وزوجي قلنا اشياء كثيره |
Sen başka şeylerle ilgilenirken bir sürü şey oldu. | Open Subtitles | اشياء كثيره حصلت بينما انت تقوم بأعمال اخرى |
Sonra başından bir sürü şey geçti. | Open Subtitles | في تلك الفتره حصلت اشياء كثيره |
Yerine oturmayan bir sürü şey var. | Open Subtitles | أعني انها مجرد اشياء كثيره لا تتلائم |
Sebebi... hiç bir zaman sahip olamayacağımızı bildiğim bir sürü şey istedim. | Open Subtitles | -فقط , انا اردت الحصول على اشياء كثيره -التى اعرف اننا لن نحصل عليها ابداً |
Eminim bir sürü şey vardır. | Open Subtitles | كثير ، اشياء كثيره ، انا متأكده. |
Hayır ama pek çok şeyi bilmiyorum ben. | Open Subtitles | لا،ولكنني لا اعلم اشياء كثيره |
Fakat program ve bebek bakıcılığı ile ilgili halletmem gereken birçok şey var. | Open Subtitles | لكن لدي اشياء كثيره مع البرنامج و اغراض الطفل . |
birçok şey olabilirim Jennifer ama yalancı değilim. | Open Subtitles | أنا اشياء كثيره لكنني لستُ كاذباً |