Her şeyin yolunda olduğuna inanmak istiyorum. Lancelot geri döndü demek. | Open Subtitles | اريدُ ان اصدقَ ان كل شئٍ بخير واننا إستعدنا "لانسيلوت" حقاً |
Ben sadece onun kötü biri olduğunu düşünmek istemedim çünkü benim de kötü biri olduğuma inanmak istemedim. | Open Subtitles | ...لم ارد فقط ان اظنَ انهُ كانَ شخصاً فظيعاً ...لأنني لم ارد ان اصدقَ انني كذلكَ ، ايضاً |
Her şeyin yolunda olduğuna inanmak istiyorum. | Open Subtitles | اريد ان اصدقَ ان كل شئ بخير |
Bulduklarını sana anlatmamış oluşuna inanamıyorum. | Open Subtitles | لايمكنني ان اصدقَ انهُ لم يشارك اياً من نتائجهِ معكَ |
Ve bunu yapmak zorunda olduğuma inanamıyorum ama bir işim çıktı ve yarına erteleyebiliriz diye umuyordum. | Open Subtitles | ولا استطيعُ أن اصدقَ أنهُ عليّ ذلك لكن طرأ شئ وكنتُ آمل انهُ قد يمكننا أن نعيدَ التنظيمَ للغد |
Danny, bende senin kadar eski polis olduğuna, inanmak istemiyorum. | Open Subtitles | أن اصدقَ بهذا أكثرَ مما تريد |
Bunu Serena ve Camilla'ya yaptığına inanamıyorum. | Open Subtitles | لا استيطع ان اصدقَ انها قد فعلت "هذا لـ"سيرينا" و"كاميلا |
Babanın burada yaşadığına inanamıyorum. | Open Subtitles | لا استطيع أن اصدقَ أن والدكِ عاشَ هنا |
Bunun senin fikrin olduğuna inanamıyorum. | Open Subtitles | لا استطيع أن اصدقَ انها كانت فكرتك |
Öldüğüne inanamıyorum. | Open Subtitles | لا استيطع ان اصدقَ انهُ ميت |
Gaius olabileceğini öne sürmüştüm ama onun size ihanet edebileceğine inanamıyorum. | Open Subtitles | ...إقترحتُ "غايوس" من قبل لكن لايمكنني ان اصدقَ انهُ سيخونكَ |