Ben yeni yerlere ulaşmak ve daha önce hiç duymadığım sesler keşfetmeyi umuyorum. | TED | اتمنى ان اصل الى مناطق جديدة لاكتشف اصوات لم اسمعها من قبل |
Mavi balinalar ve yüzgeçli balinalar uzun mesafelerce hareket edebilen çok düşük frekanslı sesler çıkarırlar. | TED | لذا فالحيتان الزرقاء والحيتان ذات الزعانف تصدر اصوات ذات ترددات منخفضة يمكنها الانتقال الى مسافات كبيرة |
Bilgisayarlarda bir çok sayıda oldukça iyi ses mevcut, fakat hepsi başka birinin sesi gibiyken, bu Kulağa benim sesim gibi geliyor. | TED | وكان هناك العديد من الاصوات موجودة على الحاسوب ولكنها تبدو وكانها اصوات غريبة عن المتحدث بينما هذا الصوت بدا كانه صوتي |
Böylece İskoçya'da kişiselleştirilmiş bilgisayar sesleri yaratan bir şirketle iletişime geçtik. | TED | لذا تواصلت مع شركة في استكلندا والتي تصنع اصوات كمبيوتر خاصة |
70 milyon tane de halktan oy aldı. Bu sayı Amerikan tarihindeki herhangi bir ırk ya da partiden çıkan diğer tüm başkan adaylarından fazla. | TED | وكسب حوالي 70 مليون من اصوات الشعب أكثر من اي مرشح رئاسة آخر، من اي عرق، اي حزب، في التاريخ |
Ama sesler geliyor. Biri hareket ediyormuş gibi. | Open Subtitles | ولكن هناك اصوات, كأن هناك شخص يتحرك بأعلى |
Kapatmalıyım. Misafir odasından sesler geliyor. | Open Subtitles | اسفة دكتور كرين,علي ان اذهب هنالك اصوات في غرفة الضيوف |
- Aslında var olmayan sesler duyuyor ya da sana gerçek gelen şeyler görüyor musun? | Open Subtitles | حسنا هل تسمع اصوات او ترى اشياء ليسد حقيقة بالفعل بالنسبة لك |
Güvenlik şefi birinin gövdeyi kestiğine dair sesler duyduğunu bildirdi. | Open Subtitles | تقرير لقائد الامن عن اصوات تقطع عبر الهيكل |
Ancak orijinal ses ve müzikleri çıkartılarak yerlerine bu filmin yapımcıları tarafından yenileri eklenmiştir. | Open Subtitles | من إنتاج سنه 1976 بهونج كونج ولكن اصوات و موسيقى هذا الفيلم قد تم تغيرها من قبل المخرج |
Herhangi bir ses, nasıl olursa olsun. Herhangi bir şok, şimdiye dek yaptığım tüm çalışmaları boşa çıkarır. | Open Subtitles | اى ضوضاء, او اصوات ,سيُشكل صدمة لها, وسيضيع مجهودى كاملا فى الهواء |
Tuhaf, çınlayan bir ses kara tahtadaki tırnak sesi gibi ama kafanın içinde. | Open Subtitles | اصوات غريبه كصوت الظفر على السبوره .. تسمعه في رأسك |
Bilgisayar sesleri bazen çok gelişmiş olmayabiliyorlar, fakat bilgisayarımla hiç olmadığı kadar geniş çapta iletişim kurabiliyorum. | TED | ان اصوات الكمبيوتر .. لاتبدو احيانا متفائلة .. ولكن مع الحاسوب خاصتي يمكنني ان اتواصل بصورة واسعة جداً اكثر من ذي قبل |
Hiçbir şey duymuyorum, New York sokaklarındaki sesleri bile. | Open Subtitles | لا أَسمع شيءَ،لا اسمع حتى اصوات شوارعِ نيويورك. |
oy kaybediyoruz. Bir saat önce 4'tü. | Open Subtitles | نحن نتقدم , لقد كان لديه اربعة اصوات قبل ساعة. |
- Daha çok balon daha çok oy demek değildir Wade. | Open Subtitles | البالونات لا تترجم الى اصوات اكثر , ياويد |
Güreşme sesi gelmiyordu da, bir içki istersiniz diye düşündüm. | Open Subtitles | لم اسمع أي اصوات للمعركة لذا فكرت أنكم ربما تريدون مشروبا |
Misty, sakızdan ne kadar nefret ettiğimi biliyorsun. - O cak cuk çiğneme sesi yok mu. | Open Subtitles | ميستي انتي تعلمين كم اكرهه العلكة بسبب اصوات المضغ والفرقعة |
şimdi tamamen yalnızım, başka birşeylerin sesini duymak istiyordum. | Open Subtitles | الان حقا انا وحيد, متلهف لسماع اصوات اخرى, |
Bundan dolayı, bizimle birlikte olmayan insanların seslerini kendi yaşamımıza davet ediyoruz. | TED | اي اننا نقوم بالاستماع الى اصوات لاشخاص ليسوا حاضرين امامنا |
Frank girince bir şeylere vurarak gürültü yaparız diye düşündüm. | Open Subtitles | أنا اعتقدت عندما يأتي فرانك نحن سنضرب ونعمل اصوات أوه، نعم. |
Dünyayı dengeye sokmak için dünyanın uzak köşelerinden yaşlıların seslerine ihtiyaç olacak. | TED | وسوف يتحتم على اصوات الاجداد من حولنا في كل بقاع الارض ان تدعوا العالم الى التوازن |
İlkin yalnızca bir taneydi, daha sonra, binanın tamamında çatırdamaya ve patlamaya başladı. Bu çatırtı seslerinin ve patlamaların aşağıdan yukarıya doğru büyüyerek ilerlediğini ve tüm binayı sardığını görebilecek kadar yakındaydım. | Open Subtitles | لمدى رؤيتى اصوات الطقطقة والتفجيرات كانت تتضخم صعودا وهبوطا ثم شملت كل المبنى، كابتن كارين ديشور، الوحدة 46 |
Bu sabah yine cıyaklamalarını duydum. | Open Subtitles | سمعتهم مرة اخرى اليوم, يصدرون اصوات خربشة. |
Onlar ölümün sesleridir, çocuğum, ölüm gibi onlar da sayısızlardır. | Open Subtitles | إنها اصوات الموتى يا طفلتي وهي كالأموات لا يمكن إحصائها |