- Sana bir Dunlop lastik setini çok ucuza satabilirim. | Open Subtitles | يمكنني ان ابيع لك اطارات من نوع دنالوب بسعر رخيص جدا |
Fark etmez. lastik patlakken de gider. | Open Subtitles | كل سـيارات الضحايا الآخرين اطارات سـيارتهم مفرغة من الهواء |
Kaza yerinin yakınında, yolda iki lastik izi var. | Open Subtitles | هناك مجموعتان من اطارات السيارات على الطريق بقرب الاصطدام |
Çok fazla ayak izi var, benzer şekilde tekerlek izleri de. | Open Subtitles | هناك الكثير من آثار الاقدام و اطارات الشاحنات |
Ya, lastikler üzerinde ve gibi. | Open Subtitles | ياه. هذه السيارة مثل بيت فوق اطارات |
Evet, bilirsin, bedava jant kapağı veriyorlardı ben de pes ettim. | Open Subtitles | نعم,تعلمين لقد عرضوا علي اغطية اطارات مجانيه ولم أستطع المقاومه |
Bahse girerim çiftlik evinin dışındaki bisiklet lastiği izleriyle öldürüldüğü gece Kim'in evinin arkasındaki lastik izleri eşleşecektir. | Open Subtitles | وأنا على استعداد للمراهنة على أن اثار الإطارات خارج المزرعة سوف تطابق تماما اثار اطارات الدراجة الموجودة خلف منزل كيم |
Aynasız lastikleri, aynasız süspansiyonu, aynasız amortisörü. | Open Subtitles | فيها اطارات سياره شرطة و تعليق و صدمه سياره شرطة |
Bazen de çerçeveler için modellik yapar. | Open Subtitles | وهو من حين لاخر يكون احد العارضين في اطارات الصور |
lastiklerini patlatmak veya pencereden bir tuğla atmak ne kadar da tatmin edici olurdu. | Open Subtitles | لقد كان ليشفي غليلي الان كثيرا ان اثقب اطارات سيارته او ان القي حجارة على زجاج محله |
Arkadaki lastik izleri de arazideki izlerle aynı görünüyor. | Open Subtitles | وجدناها عن مكان التخلص من الجثة وفي الخلف وجدنا مسار اطارات ربما تطابق ايضا |
Yeni aldığım kulübede kızlar için harika bir lastik salıncak var. | Open Subtitles | الكوخ الجديد الذي اشتريته فيه ارجوحة اطارات جميلة للبنات , ومطل على البحيرة |
Polisler konuştukları kadının lastik ciyaklaması duyduğunu söyledi. | Open Subtitles | الشرطة قالت بأنهم تحدثوا الى أمرأة كانت قد سمعت صرير اطارات سيارة |
Onlar lastik yenileme yapıyorlar ve fiyatlarıyla adama tecavüz ediyorlar. | Open Subtitles | يقومون بتجديد اطارات السيارات، وسيغتصبوك بأسعارهم |
Kiralık olmasaydı sana yeni bir lastik satmayı denerdim. | Open Subtitles | كنت سوف احاول ان ابيع لك اطارات لعلامة تجارية جديدة اذا لم تكن مستأجره |
Kafasında, tekerlek izleri bulduğumuzu sanıyordum? | Open Subtitles | اعتقدت أنك قلت أنك وجدت آثار اطارات على رأسها |
Sanki şahmerdan çarpmış gibi. Kafasında, tekerlek izleri bulduğumuzu sanıyordum? | Open Subtitles | اعتقدت أنك قلت أنك وجدت آثار اطارات على رأسها |
İki motor, iki pervane, ve üç tekerlek. | Open Subtitles | و جناحين و , و محركين ,و ثلاث اطارات |
ve sen bana yeni lastikler alacaksın. | Open Subtitles | وبعد ذلك سوف تشتري لي اطارات جديدة |
Hem de kesilen lastikler yüzünden başlamış bir kavgaya! | Open Subtitles | مشاجرة بدات بسبب اطارات سيارة ممزقه |
Çünkü arabadaki en önemli şeydir. Çelik jant da taktıracağız. | Open Subtitles | بسبب انه أسفل السيارة سنعطيك اطارات معدنية |
Pekâlâ, öyleyse termit için alüminyum tenekelere araba lastiği, çatı katranı, ve sis için elimizde kalan her benzine ihtiyacımız var. | Open Subtitles | اطارات السيارات وقطران السقوف وأي شيء اخر لأجل الدخان الدخان سوف يكون لا بأس به |
Yağmur lastikleri ile yarışçılar hızlarını koruyor. | Open Subtitles | اطارات الفرامل تعمل و هُم في أقصى سرعة |
Şatafatlı çerçeveler içine koyarak benim iznim olmadan satamazsınız. | Open Subtitles | لا يمكنك فقط وضعها في اطارات فخمه ثم تقوم ببيعها من دون اذني |
Partiyi polise, şikâyet etti diye Ford'un lastiklerini kestiğini söyleyerek bağırıyordu. | Open Subtitles | كان بالخارج في الشارع مع شقيقه يصرخ كيف ان فورد مزق اطارات سيارته انتقاما منه لاخبار الشرطة عن الحفل |