Sonra fazladan tırnak kesmeye son. | Open Subtitles | لا يجب عليه ان ينشغل بقص العديد من اظافر القدم |
Yerlerde tırnak parçaları, saçlar aşırı makyajdan ve botoksdan ölü gibi suratları olan insanlar varken. | Open Subtitles | اظافر وشعر على الارض في كل مكان الوجوه تموت وعليها الكثير من البوتوكس و الكثير من مساحيق التجميل |
Monk, adamın tırnaklarını onaylamadı, komiser. | Open Subtitles | مونك لم يتعرف على اظافر الرجل ايها القائد |
Öğleden sonra manikür yaptırmaya gideceğini söylemiştin ama aslında şehir dışındaki bir iş için görüşme yaptın. | Open Subtitles | عصر اليوم عندما قلت ان لديك جلسة تدريم اظافر بينما كنت في الواقع تقابيلين مندوب هيدهانتر بشأن وظيفة |
Ayakları, ayak bilekleri kabuklanmış ve nasırlı... ve ayak tırnakları etine doğru uzuyor. | Open Subtitles | كلا من قدميه وكاحليه متصليبين ويابسين اظافر قدميه طويلة عن الحد |
Ölümden sonrada ayak tırnaklarının büyümeye devam ettiğini biliyor muydun? | Open Subtitles | هل تعلم ان اظافر الاقدام تستمر في النمو بعد موتك |
Bir de Lois benim ayak tırnaklarımı beğenmiyor geceleri suratını çiziyormuş. | Open Subtitles | لويس لا تحب اظافر قدمي لانها تطعنها في الليل |
Kurbanların tırnaklarında çamaşır suyu ve amonyak bulundu. | Open Subtitles | المبيض و النشادر وجدوا تحت اظافر الضحايا |
Sadece tek ele sahte tırnak takılmaz, tamam mı? Aynı çılgın bir fahişeye benzemişsin. | Open Subtitles | لا يمكنكِ إرتداء اظافر علي يد واحدة فقط فأنتِ تبدين كعاهرة مجنونة |
Unutmayın, tırnak veriyorsunuz sadece, beklemeyin fazla para! | Open Subtitles | تذكر انها مجرد اظافر فلا تتوقع الكثير من المال |
Dürüst olmak gerekirse, aynı zamanda ayak tırnak makasına da ihtiyacım vardı. | Open Subtitles | للانصاف عدت ايضا لاني احتاج مقلمة اظافر. |
Pekala, bundan böyle ayak tırnaklarını ben keserim. | Open Subtitles | الغرامة، أنا سأقطع اظافر قدمك لبقية حياتك. |
Gaz çıkaran, kaşınan, geğiren, koltukta, ayak tırnaklarını kesen Gary ol işte. | Open Subtitles | ومع اخراج الريح، والتجشؤ، اخراج صوت اثناء الاكل وتقص اظافر قدميك على الكنبه |
Eşlerine ayak tırnaklarını kestirdiğini biliyor muydun? | Open Subtitles | هل كان يجعل زوجاته يقمن بقص اظافر اقدامه ؟ |
Buldum. Sen de manikür yaptırsana? | Open Subtitles | لماذا لاتقوم بطلاء اظافر اليد؟ |
Masaj ve manikür, başka birşey yok. | Open Subtitles | رساله وطلاء اظافر لاشئ اكثر من هذا |
Ayrıca sahte tırnakları da merak ediyordum. | Open Subtitles | كنت أريد كذلك وضع اظافر صناعية |
Bebek mi? tırnakları olmasından başka hakkında bir şey bildiğimi söyleyemem. | Open Subtitles | انا لاعرف عنة الكثير بل ان لة اظافر |
Doğrusu, adli tıp Donnie'nin derisinin kurbanın tırnaklarının arasında bulunduğunu doğruladı. | Open Subtitles | فى الحقيقه, اليوم تم اثبات وجود نسيج من جلد دونى تحت اظافر الضحيه |
Bunu Yvonne Larkin'in tırnaklarının içinde buldum. | Open Subtitles | انا وجدت هذا تحت اظافر ايفون لاركينز |
Ayak tırnaklarımı da boya. | Open Subtitles | اصبغي اظافر قدمي أيضاً |
Cinayetten sonra Sharon'ın tırnaklarında DNA örnekleri bulunduğunu biliyor musun? | Open Subtitles | انت تعلمين انهم وجدوا عينات الـ DNA تحت اظافر شارون بعد القتل ؟ |
Bundan sonra tırnaklar kısalsın lütfen. | Open Subtitles | حسناً , اظافر قصيرة من الان و صاعداً , من فضلك |
Bryn'in tırnaklarındaki tozun sonuçları yulaf kepeği, şeker ve butazolidin şey olarakta bilinir... | Open Subtitles | نتائج المسحوق تحت اظافر براين اثار من نخالة الشوفان والسكر وبيوتازون , ايضا معروف ب .. |
Evet, bunlar yüzünden bir seferinde tırnaklarım kapkara olmuştu. | Open Subtitles | بكل تأكيد, و لكن عندما تحول لون اظافر قدمى |