Şu maskeli çocuk var ya, dediklerine göre eskiden çok yakışıklıymış. | Open Subtitles | انه يضع قناع ، انهم يقولون انه اعتاد ان يكون وسيما |
Bu bölge eskiden yahudilerin elindeydi, sonra Japonlar sonra da Meksikalılar geldi. | Open Subtitles | هذا الحي اعتاد ان يكون يهودي ، ثم ياباني ، ثم مكسيكي |
eskiden olduğu gibi bir aşağılama sebebi veya bazılarının dediği gibi kutlama sebebi değil. | TED | ليس سبب للإذلال ، كما اعتاد ان يكون في الماضي, أو سبب للاحتفال ، كما يقول بعض الناس. |
Tıpkı eskiden dünyada karides olması gibi. | Open Subtitles | مثلما اعتاد ان يكون هناك روبيان في العالم |
Kenny eskiden geldiğimi gördüğünde dolabıma gaz çıkarır kapağını da hemen kapatırdı. | Open Subtitles | أتعلم، كيني اعتاد ان يضرط في الخزانة و يغلق الباب بسرعه عندما يراني قداماً. |
Baban, eskiden gelip suç mahallerinde fotoğraf çekerdi. | Open Subtitles | والدك اعتاد ان يأتي وأخذ صور فوتوغرافية في كل مكان الجريمة |
eskiden Arjantin'in Paraguay'a ana ticaret yolu olarak kullandığı nehre çok yakınız. | Open Subtitles | اتعليمن, نحن قريبين من النهر الذي اعتاد ان يكون الطريق التجاري الرئيسي للارجنتين وباراغاواي |
Görüyor musunuz, eskiden meşhur olan bir tek siz değilsiniz koç. | Open Subtitles | أترى, انك لست الوحيد الذي اعتاد ان يكون شخصاً مشهوراً ايها المدرب |
Baban eskiden olduğu gibi tüm düğünlerde çalar. | Open Subtitles | والدك اعتاد ان يطلب منه العزف في جميع حفلات الزفاف |
Bana eskiden Denver'de beyaz eşya sattığını söylemişti. | Open Subtitles | قال لي ان اعتاد ان يبيع تذاكر طيران في دينفير |
Bu bina eskiden karayiplerdeki adamlarımız için aktarma merkeziydi. | Open Subtitles | لقد اعتاد ان يكون مكان الارسال لعملائنا في الكاريبين |
Bu eskiden bir hard diskin içindeydi. | Open Subtitles | لقد اعتاد ان يكون هذا الشئ على القرص الصلب |
Öldürdüğün o adam eskiden bana çalışırdı. | Open Subtitles | ذلك الفتى الذي اوقفته اعتاد ان يعمل لصالحي |
eskiden Barry de üniversitedeyken çamaşırlarını evde yıkardı. | Open Subtitles | بالطبع, باري قد اعتاد ان يغسل ملابسه هنا طوال الوقت عندما كان في الجامعة |
Bazıları onunla beraber geldi. eskiden paralı askermiş. | Open Subtitles | بعضهم وصل معه اعتاد ان يكون المرتزقة. |
Sana eskiden güneş, ay, yıldızlar gibi davranan ama artık hiçbirini yapmayan birisi varken. | Open Subtitles | من اعتاد ان يعاملك مثل الشمس والقمر والنجوم... لكن لا اكثر لا اكثر |
Buradaki herkes eskiden birer ajandı. | Open Subtitles | الجميع هنا اعتاد ان يكون جاسوسا |
" eskiden tüm küçük cinler birer raf doldururdu " | Open Subtitles | ♪ كل قزم صغير,اعتاد ان يملأ رف ♪ |
eskiden bu gazeteye reklam verirdi. | Open Subtitles | اعتاد ان يضع الاعلانات بتلك الصحيفة |
Babam eskiden derdi ki... "Bir kadın, ılık bir Teksas günündeki yumurta salatalı sandviçe benzer." | Open Subtitles | أبي اعتاد ان يقول أن المرأة عبارة عن شطيرة سلطة بيض فى يوم " تكساس" الدافئ |