İş yok, ilişki yok. Silahın ve sicilinde saldırı var. | Open Subtitles | ليس لديك عمل أو علاقة ولديك أسلحة وسجلّ اعتداء بسيط |
Amerika'da her 45 saniyede cinsel saldırı gerçekleştiğini biliyor muydunuz? | Open Subtitles | أتعرفين أن كل 45 ثانية يقع اعتداء جنسي في أمريكا؟ |
saldırı, adam kaçırma ve çocuk istismarı iddialarıyla ilgili sorgulanacaksınız. | Open Subtitles | ،سيتم استجوابك بشأن قضيى اعتداء اختطاف وتعريض حياة طفل للخطر |
Doğru. Durum ne olursa olsun, saldırıya karşı korunma hakkımız var bizim. | Open Subtitles | أننا لدينا أيضاً حقوق وهى أن يتم حمايتنا من أى اعتداء فى أى وقت |
şiddet yok. Ne tecavüz ne de cinayet sabıkası var. | Open Subtitles | ليس هناك اغتصاب ولا جريمة قتل ولا اعتداء جنسي حتى |
Dalton ve Thomson'ın cinsel taciz adli sicilleri vardı, bu yüzden de Chapman en az muhtemel şüpheli oldu. | TED | ومع وجود سجلات اعتداء جنسية لدى طومسون ودالتون، لذا قد يصبح تشامبان على الأغلب المشتبه به الأقل ترجيحًا. |
Onu tedavi edecekler sonra da saldırıdan birkaç sene hapiste yatacak. | Open Subtitles | سوف يقومون بنقله ويقضي عدة سنوات بتهدمة اعتداء |
İkinci derece cinayet, cinsel saldırı yok, en fazla 25 yıl. | Open Subtitles | جريمه من الدرجه الثانيه , لا اعتداء جنسى , 25 عام |
Ve gördüğünüz şekilde, bir polis şefi şapkası gibi görünüyor, ama aslında bu bir saldırı, mavi renkli olan. | TED | ويمكنكم أن تروا أن هذا ، يشبه قليلا قبعة قائد ، ولكن في الواقع أن هذا اعتداء ، تلك التي بالأزرق |
İstihbarat, kartelin saldırı için hazır olduğunu söylüyor. | Open Subtitles | تقارير المخابرات أن اعتداء العصابات مرتب على البدء |
Nicky, karanlık bir arka sokakta, sonradan ülkeyi terk eden bir adamın gerçekleştirdiği bir saldırı sonucu meydana geldi | Open Subtitles | حملت به أمّه أثناء اعتداء بممر خلفي من قبل رجل هرب عبر الحدود. |
1936: Bir başka saldırı olayı. Bar kavgası. | Open Subtitles | عام 1936، محضر اعتداء آخر في مشاجرة بحانة. |
Sabıka kayıtları, yağma, yaralayıcı alet ile ağır saldırı | Open Subtitles | إدانات سابقة,سطو اعتداء مع أذى جسدي كبير |
Lacey Duvall'e cinsel saldırı muayenesi yapıldı. | Open Subtitles | سيد هاينس لقد اجرينا فحص اعتداء جنسي على لاسي دوفال |
Biri saldırı, öteki tecavüze teşebbüs son olarak da kazara ölüme sebebiyet verme, öyle mi? | Open Subtitles | الأولى، اعتداء الثانية، محاولة اغتصاب الثالثة، قتل غير متعمد |
Mahkûmiyet Tarihi 16 Mart 1999, iki defa birinci dereceden ölümcül saldırı, hüküm, 8 yıl şartlı tahliye 5. yılda. | Open Subtitles | أُدينَ في 16 مارس عام 1999 بجريمتي اعتداء من الدرجَة الأولى الحُكم: |
Durum ne olursa olsun, saldırıya karşı korunma hakkımız var bizim. | Open Subtitles | أننا لدينا أيضاً حقوق وهى أن يتم حمايتنا من أى اعتداء فى أى وقت |
taciz veya tecavüz yok. | Open Subtitles | ليس هنالك سبب مرئي, وليست هناك اشارة البطارية او اعتداء جنسي. |
Her üç kadından biri yaşamı boyunca bir kez fiziksel taciz veya cinsel tacize uğrayacak. | TED | 1 من كل 3 فتيات يتعرضن لإيذاء جسدي أو اعتداء جنسي خلال فترة حياتهن. |
Geçen yıl saldırıdan 2 ay hapis yatmış. | Open Subtitles | لقد قضـى شهريـن في السجـن عقوبـة جريمـة اعتداء السنـة الفائتـة لقد تم ضربهـا مرتيـن فحسب |
Anlaşmaya gittim. Cinsel saldırıyı kabul ettim, hapis yatmadım. | Open Subtitles | لقد أقريت بالجريمة، اعتداء جنسي لأول مرة لم أقضي وقتاً في السجن |
Çalıştığım bölüm sabahleyin saat 07:45'de Anglo-Amerikalıların saldırısı ile sarsıldı. | Open Subtitles | ردهة المستشفى حيث أعمل سقطت ضحية اعتداء إرهابي أمريكي عند 7: 45 صباحاً. |
Güvenliği çağırıyorum. Bu saldırıdır. | Open Subtitles | ساستدعي الأمن هذا اعتداء |
Bu ülkeye karşı yapılacak bir saldırının parçası olmam isteniyor. | Open Subtitles | يُطلب مني أن أكون شريكاً في اعتداء على هذا البلد |
Üstünlüğünü sağlamak için saldırdı, böylece onları korkutup kaçmalarını engelledi. | Open Subtitles | اعتداء أولي لإثبات سيطرته والحرص على إخافتهما لئلا تحاولا الهرب |
Onu tedavi edecekler. saldırı suçundan birkaç sene hapis yatacak. | Open Subtitles | سوف يقومون بنقله ويقضي عدة سنوات بتهمة اعتداء |
Alkollü araba kullanma, hırsızlık, tecavüz, saldırı. | Open Subtitles | قيادة اثناء السكر سرقات بسيطة اغتصاب اعتداء قلة منهم كانوا يكررون الجرائم |
Arama ekibi karavanı bulmuşlar. Sanırım hayvan saldırısına maruz kalmış. | Open Subtitles | عثر فريق الإنقاذ على قافلتها وكانت هناك آثار اعتداء حيواني |
İzinsiz silah bulundurmak, İmparatorluk dokümanlarında sahtecilik ağır cezayı gerektiren müessir fiil, gözaltından kaçmak, tutuklanmaya mukavemet. | Open Subtitles | حيازة أسلحة دون بلا اذن قانوني، تزوير وثائق الإمبراطورية، اعتداء مُتفاقم، الهروب من السجن، مقاومة الإعتقال... |